Türkiye-Çin ilişkileri, ortak kazanımlarla şekillenen, kendi iç ve dış dinamikleri olan bir yapıya sahip. Ekonomik iş birlikleri bu ilişkilerin temel taşlarından birini oluştururken, siyasi ve stratejik hamleler de iki ülke arasındaki ilişkilere yön veriyor. İlişkilerin gelecekte daha da güçlenmesi ve gelişmesi için her iki ülkenin karar alıcılarının stratejik adımlar atması gerekiyor. İş dünyası temsilcilerinin iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari bağları güçlendirmesi, kritik bir önem taşıyor.
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi üzerinde yadsınamaz bir etkisi olan Türkiye, Çin ile altyapı inşaatı, ulaştırma, yüksek teknoloji, enerji ve finans alanlarında birçok iş birliğini halihazırda yürütmeye devam ediyor. Bu iş birlikleriyle Türkiye ve Çin, karşılıklı kazanımlar elde ediyor. Gelecek dönemde gerçekleşecek olan teknoloji ve dijitalleşme alanındaki büyük ölçekli iş birlikleri ve Türkiye'nin kendine özgü ürünlerini Çin'e ihraç etmesi gibi gelişmelerle, iki ülke arasında karşılıklı ticaret ve yatırımlarının artacağına inanıyorum. Bu sebeple, Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor Girişimi'nin uyumlaştırılmasına yönelik proje, girişim ve iş birliklerini çok önemli görüyor, ortak çalışmalara hız verilmesini arzu ediyorum.
Açığı kapatmak için çalışıyoruz
Çin Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarından bir tanesi. Buna rağmen, Çin'e karşı olan dış ticaret açığımız devam ediyor. 2023 yılında Çin'den ithalatımız 44,9 milyar Dolarken, Çin'e ihracatımız 3,3 milyar dolar. Bu durum 41,6 milyar dolar dış ticaret açığımızın oluşmasına yol açıyor. Bir diğer ifade ile toplam dış ticaret açığımızın sadece yüzde 40'ını tek bir ülkeye, Çin'e karşı veriyoruz. Bunu geliştirmeye yönelik adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyüklüğü, ekonomik iş birliğinin potansiyelini gösteriyor.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin 53'üncü yılındayız. Türkiye'nin Çin ile ticaretindeki açığın kapatılması, ülkemizin ekonomik sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. İş dünyası temsilcileri olarak bunun başarılabileceğimize inanıyor ve bu yolda Çinli dostlarımızla birlikte var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
DEİK-TÜSİAD Çin'e İhracatı Arttırma Araştırma Grubumuz, Türkiye merkezli işletmelerin Çin'e ihracat koşullarını geliştirmek ve Çin ile ihracatta karşılaştıkları zorlukları daha iyi anlamak adına bu yıl "Türkiye'den Çin'e İhracatın Geliştirilmesi ve Öneriler Anketi" adlı çalışmayı gerçekleştirdi. Bu çalışmayla, ülkemizin Çin'e ihracatının önündeki engellerin tespit edilmesini, iki ülkenin ilgili kamu otoriteleri tarafından somut ve etkili politikalar geliştirilmesini ve bu politikaların bir planlama içinde hayata geçirilmesini hedefledik.
Enerji alanında iş birliği yapılabilir
Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler, her iki ülkenin de birbirine sunduğu yatırım ve turizm potansiyeli ile daha da derinleşebilir. Türkiye, coğrafi konumu sayesinde, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin Avrupa'ya açılan kapısı olarak stratejik bir öneme sahip. Bu bağlamda, Çinli firmalar için Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına erişim sağlayan bir merkez olarak değerlendirilebilir. Özellikle altyapı projelerinde ve enerji yatırımlarında Türk ve Çinli şirketler arasında daha fazla iş birliği yapılması, iki ülkenin de ekonomik kazanımlarını artıracaktır. Aynı zamanda, Türkiye'nin zengin kültürel mirası, doğal güzellikleri ve turistik cazibe merkezleri, Çinli turistler için cazip bir destinasyon olarak öne çıkıyor. 2019 yılında Türkiye'yi ziyaret eden Çinli turist sayısındaki artış, turizm potansiyelinin ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Bu kapsamda, Çinli turistlerin Türkiye'ye olan ilgisinin artırılması ve turizmde karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Yeni konferanslar düzenleyeceğiz
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Çin Uluslararası Ticareti Teşvik Konseyi (CCPIT) iş birliğinde "Dijital Dönüşüm ve Geleceği tasarlamak" temalı Türkiye-Çin İş Konferansı'nın ilkini İstanbul'da gerçekleştirdik. Türkiye-Çin İş Konferansı'nın ikincisini ise "Küresel Tedarik Zincirleri" temasıyla, Pekin'de hayata geçirdik. Türkiye-Çin İş Konferansı'nın (TCBC) üçüncüsünü Türkiye'de düzenleyerek, üst düzey yetkilileri ağırlamaya hazırlanıyoruz. Bu konferansın hem ekonomik hem de siyasi iş birliklerinin artırılmasında, Türkiye-Çin ilişkilerinin daha da derinleşmesinde büyük bir etkisinin olacağına inanıyorum. DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi olarak, 2024 yılı itibarıyla Çin'den eyalet bazlı yöneticileri ağırlıyoruz. İş Konseyi olarak, ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi için gelen heyetler ile toplantılarımıza devam edeceğiz. Düzenleyeceğimiz iş konferanslarının ve etkinliklerin de ilişkilerimizi güçlendireceğine, iki ülke arasındaki mesafeleri kısaltacağına inanıyoruz.
Küresel zorluklarla karşı karşıya olduğumuz şu günlerde, uluslararası iş birliklerinin yeniden ele alındığını görüyoruz. İki ülkenin yöneticilerin sarsılmaz kararlılığı ve ileri görüşlü politikaları bu çalkantılı dönemde bize güven veriyor. Az önce bahsettiğim gibi iki ülke arasındaki üst düzey görüşmeler, iş dünyasının kurduğu köprüler, eğitim gören Türk ve Çinli gençler, iki ülkede gerçekleşen yoğun kültürel etkinlikler, ilişkilerin gelişiminde yüksek bir ivmeye ulaştığımızı gösteriyor. Bazı alanlarda henüz kazan-kazan ilkesinde dengeye ulaşmasak da bu gelişmeler, iki ülkenin de ilişkileri geliştirmek için hedefleri olduğunu gösteriyor. Bu ivmenin iki ülkenin devlet başkanı seviyesinde bir araya geleceğini umuyoruz. Cumhurbaşkanımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler genel kurulu sonrası Çin'i ziyaret edeceğini duyurması, önümüzdeki sene Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'in iadeyi ziyaret ihtimali iş dünyasını daha da motive ederken, sağlıklı büyüme konusunda da bize güven vermeye devam ediyor.