Suud’a hücum: Herkese iş var!

“Vizyon 2030” programı ile adeta yeniden kurulan Suudi Arabistan, 1.2 trilyon dolarlık yatırım başlattı. Ticaret Bakanlığı Suudi Arabistan’a yönelik verilen kira ve Turquality desteklerinin süresini yeniledi. İnşaattan perakendeye, sağlıktan bilişime, gıdadan mobilyaya tüm sektörlere bu ülkede çok iş var…
21.09.2024 15:58 GÜNCELLEME : 23.09.2024 00:01

PARA ARAŞTIRMA/ ÖZBEY MEN Ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı olan Suudi Arabistan, öteden beri Türk şirketlerin en çok ilgi gösterdikleri pazarların başında geliyor. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nin dağıldığı 1990'lı yıllardan önce Türk müteahhitlik şirketlerin en çok iş yaptıkları ülkeler arasında olan Suudi Arabistan, bu sektör açısından halen önemini koruyor. Ancak söz konusu ihracat olduğunda Türk firmaların aynı başarıyı gösteremedikleri görülüyor. Bunda zaman zaman inişli çıkışlı seyir izleyen siyasi ilişkilerin de etkisi yok değil. Fakat iki ülke liderlerinin attığı sıcak adımların ardından bu sorun da geride kaldı. Dolayısıyla Türk ihracatçıları açısından yeni bir dönem başlamış durumda.

Türkiye-Suudi Arabistan dış ticaretine göz atacak olursak, 2023 yılında 206 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Suudi Arabistan'a, geçen yıl Türk firmaların yaptığı ihracat miktarı 2.6 milyar dolar. Bunun büyük kısmını çeşitli makine ve halılar oluşturuyor. Bunun yanında hazır giyim, mücevherat, sebze-meyve yemişleri, demir dışı metaller, elektrik ekipmanları, mobilya ve tahıl ürünleri ihracatı da yapılıyor. 2019 yılına kadar genellikle 5 milyar dolar seviyesinde seyreden Türkiye-Suudi Arabistan dış ticareti, 2020 yılında gerileme trendine girmişti. 2020 yılında Türkiye'nin bu ülkeye yaptığı ihracat yüzde 22, bu ülkeden gerçekleştirdiği ithalat ise yüzde 15 oranında daralarak ticaret hacmi 4.2 milyar dolara inmişti. İhracattaki en dip nokta ise 2021 yılında görülmüştü. Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı 2021'de yüzde 89 gerileyerek 300 milyon dolar seviyesine inmişti.

"VİZYON 2030" PROGRAMI

Ancak son yıllarda toparlanma eğiliminde olan Türkiye-Suudi Arabistan dış ticareti, geçen yıl 5.7 milyar dolara kadar çıktı. 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde ise ihracatımız 1.3 milyar, ithalatımız ise 800 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rakamlardan da anlaşıldığı gibi, zaman zaman gerginlik yaşansa da yakın ilişki içinde olduğumuz bu ülke, Türkiye'nin dış satımında henüz istenen payı oluşturmuyor. Ancak Türk firmaların her zaman hedefinde olan bir pazar olduğuna hiç kuşku yok. Hatta Türk şirketlerin bu pazardan daha fazla pay almak için son dönemde kolları sıvadıklarını belirtelim. Bunda Suudi Arabistan'ın "Vizyon 2030" adı verilen programının da payı var elbette. 267 milyar varil ile Venezuela'dan sonra dünyanın ikinci en büyük petrol rezervine sahip ülkesi Suudi Arabistan, doğalgazda ise 8.4 trilyon metreküple dünya rezervinin yüzde 4'üne sahip. Başta da belirttiğimiz gibi gelirleri büyük ölçüde petrol ve doğalgaz ihracatına dayalı olan Suudiler, bu tabloyu değiştirmek istiyor. Daha çeşitli bir ekonomi oluşturmak için Vizyon 2030 programını ortaya koyan Suudi Arabistan hükümeti, çeşitli reform ve stratejiler uyguluyor. Ülkeyi sürdürülebilir bir ekonomiye dönüştürmeyi hedefleyen Suudi hükümeti, turizm, finans, ulaşım, enerji ve teknoloji gibi sektörleri geliştirerek ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve özel sektörün rolünü artırmayı amaçlıyor.

KİK İLE STA MÜZAKELERİ DEVAM EDİYOR

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Suudi Arabistan'ın ekonomisini dönüştürmek için attığı adımların, Türk firmalara da yeni fırsatlar doğurduğunun altını çiziyor. Suudi Arabistan ile ticaret bağlarının derinleştirilmesine büyük önem verdiklerini belirten Bolat, Türkiye'nin bu ülkeye ihracatının geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 150 oranında artış gösterdiğini vurguluyor. İki ülke arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) bulunmadığını ancak Suudi Arabistan'ın da üyesi olduğu 6 üye ülkeden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile STA müzakerelerinin devam ettiğini hatırlatan Bolat, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"2024 yılı Mart ayında, KİK Genel Sekreteri Sayın Jasem Mohamed Al-Budaiwi ile birlikte imzaladığımız "Ortak Bildiri" ile Türkiye-KİK STA müzakereleri yeniden canlandırıldı. Bu kapsamda, Türkiye-KİK STA müzakerelerinin ilk turu 29-31 Temmuz 2024 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirildi. Söz konusu STA'nın imzalanarak hayata geçirilmesi, Türkiye-Suudi Arabistan ikili ticaret hacminin artmasının yanı sıra karşılıklı yatırımların artırılması için de bir zemin oluşturacak. Ayrıca anlaşma, turizmden sağlığa, eğitimden lojistik ve bilişime kadar karşılıklı hizmet ticareti alanları ve müteahhitlik alanında iş birliğinin çok daha ileriye götürülmesine hizmet edecektir."

Suudi Arabistan'ın 2030 yılına kadar yılda 100 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlamayı hedeflediğini de vurgulayan Bolat, "Diğer taraftan, Suudi Arabistan'ın EXPO 2030'un ev sahipliğini üstlenmesi ve FIFA 2034 Dünya Kupası ev sahipliği için tek aday olması nedeniyle konaklama sektöründe büyük yatırımlar gerçekleştirmesi öngörülüyor. Ayrıca yine 2030 yılı sonuna kadar ev sahibi olma oranını yüzde 70'e çıkarma hedefi var. Bu çerçevede, konaklama sektöründe ve konutlarda ihtiyaç duyulan mobilya, dekorasyon ürünleri, elektrikli ev/endüstriyel ekipmanlar ve HVAC alanında ülke pazarında ihtiyacın büyümesini bekliyoruz" diyor.

1.2 TRİLYON DOLARLIK PASTA

Suudi Arabistan pazarında en çok müteahhitlik firmalarının etkili olduğunu söyledik. Bugüne kadar beş kıtada 137 ülkede, 514.6 milyar dolar tutarında 12 binden fazla proje üstlenen Türk müteahhitlik firmaları için Suudi Arabistan en büyük beşinci pazar konumunda. Türk müteahhitleri bu pazarda bugüne kadar 29.4 milyar dolar tutarında 407 proje üstlendi. Suudi Arabistan'da Türk firmaların bugüne kadar hayata geçirdiği projeler arasında yol-köprü-tünel, demiryolları, havalimanları, limanlar, kentsel altyapı, boru hatları, konut, iş merkezleri, sağlık ve turizm tesisleri, barajlar, enerji santralleri ve petrokimya tesisleri bulunuyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Eren, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 programı çerçevesinde 1.2 trilyon dolarlık alt ve üstyapı projesini hayata geçirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Suudi Arabistan'ın bu kapsamda yeni mega şehirler, turizm bölgeleri, eğlence merkezleri ve ulaşım ağları kuracağını hatırlatan Eren, bu projeler arasında Qiddiya Gate (80 milyar dolar), NEOM (500 milyar dolar), Kral Salman Enerji Parkı (500 milyar dolar), Kral Salman Parkı (1 milyar dolar) ve Expo'nun (8 milyar dolar) bulunduğunu ifade ediyor. Eren, "Vizyon 2030 kapsamındaki mega projeler Suudi Arabistan'ın ekonomik büyüme, teknolojik ilerleme ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlayan kalkınma stratejisinin merkezinde yer alıyor. Söz konusu mega projeler, yenilikçi proje yönetimi ve kalifiye işgücü gerektiriyor. Önümüzdeki dönemde dünyanın en büyük inşaat pazarı olacak Suudi Arabistan, müteahhitlerimiz için de büyük potansiyel taşıyor" diyor.

SUUDİLER STADYUMLARI GEZECEK

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki siyasi ilişkilerde son dönemde yaşanan olumlu gelişmelerin, müteahhitlik firmalarının bu ülkedeki faaliyetlerine de pozitif etki ettiğini vurgulayan Eren, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Geçen Temmuz ayında Türkiye Müteahhitler Birliği olarak İstanbul'da Suudi Arabistan Belediye, Kırsal İşler ve Konut (MOMRAH) Bakanı Majed bin Abdullah Al-Hogail başkanlığındaki yol yapım, bakım ve onarımı ile geri dönüşüm (recycling) konularında faaliyet gösteren Suudi firma temsilcilerinden oluşan heyet ile "Türkiye–Suudi Arabistan İnşaat Forumu"nu, Ticaret Bakanlığımızın desteği ile gerçekleştirdik. Suudi yetkililer, önümüzdeki beş yılda yol inşaatı ve geri dönüşüm alanlarındaki projeler için 60.5 milyar dolarlık bütçe ayrıldığı, projelerin yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilmesinin planlandığını söylediler. Bu projelerin inşasında Türk müteahhitlik firmalarını görmek arzusunda olduklarını dile getirdiler. Önümüzdeki aylarda Suudi Arabistan Spor Bakanlığı'ndan bir heyeti misafir edeceğiz. Firmalarımızla bir araya getirip, spor tesislerimizi ziyaret ettireceğiz. Ayrıca, yine bu yıl içinde Ticaret Bakanımız Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat'ın başkanlığında, üye firmalarımızın katılımı ile Suudi Arabistan'a bir ziyaret planlıyoruz."

Suudi Arabistan'da geçmişten gelen alacak sorunlarının yanı sıra, bu pazara yeni giren firmaların da bir takım sıkıntılar yaşadığını dile getiren Eren, "Bunları; Türk bankalarının teminat mektuplarının Suudi işveren idareler tarafından doğrudan kabul edilmemesi, her idareye ayrı kayıt zorunluluğu, ticari lisans alabilmek için ülkede ofis açma şartı ve ihalelere davet edilmek için ilgili idareleri ziyaret etme gerekliliği olarak özetleyebiliriz" diyor.

DEV MÜTEAHHİTLERİN ÇÖZÜM ORTAĞI

Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 ile başlattığı dönüşüm süreci, müteahhitlik sektörüne tedarik sağlayan şirketlere de yeni fırsatlar doğuruyor. Bunlardan biri olan iskele ve kalıp üreticisi Urtim, ülkedeki varlığını güçlendirmesiyle dikkat çekiyor. 12 yıl önce Ortadoğu'da faaliyetlerini artırdıklarını belirten Urtim Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Urfalılar, Suudi Arabistan'da önemli bir oyuncu haline geldiklerini vurguluyor. Ülkenin zorlu belgelendirme süreçlerini başarıyla tamamladıklarını anlatan Urfalılar, bu sayede büyük projelere imza atma fırsatı bulduklarını ifade ediyor. Urfalılar, "Suudi Arabistan inşaat pazarının 2023 yılında 148.3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Vizyon 2030 dönüşüm süreci ile bu rakamın bu yıl geçileceği öngörülmekte. Böylesine büyük projelerin gerçekleştirilmesi için büyük inşaat firmalarına ihtiyaç var. İnşaat firmalar ile geçmiş deneyimlerimiz ve güçlü işbirliklerimiz, bu büyüyen pazarda öne çıkmamızı sağlıyor" diyor.

Urtim'in, sadece büyük projelere yenilikçi çözümler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilirlik konusuna da büyük önem verdiğini kaydeden Urfalılar, Suudi Arabistan'ın mega projelerine özel olarak tasarlanan çözümlerle sektörde fark yarattıklarını dile getiriyor. Urfalılar sözlerine şöyle devam ediyor:

"Kalıp ve iskele sistemleri konusunda uzmanlaşmış 44 yıllık köklü bir şirketiz. Üretimimizin yüzde 85'ini Avrupa, Amerika, Kanada ve Orta Doğu, Afrika ve Asya kıtalarında toplam 65 ülkeye ihraç ediyoruz. Bugüne kadar dünya çapında birçok prestijli projeye imza attık. Suudi Arabistan'da da ürün inovasyonu ve stratejik ortaklıklar odaklı çalışmalarla büyümeyi sürdüreceğiz."

"TÜRK MALI" ALGISI YÜKSEK SEVİYEDE

Türkiye 2023 yılında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe 12.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bunun 231 milyon dolarlık kısmı, Suudi Arabistan'a yapıldı. Sektörün 2024 Ocak-Haziran dönemi ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.81 artışla 5.8 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu dönemde yaklaşık 139 milyon dolarlık ihracatın yapıldığı Suudi Arabistan, Türkiye'nin 2024'ün ilk yarısında en fazla ihracat gerçekleştirdiği 13'üncü ülke konumunda.

Suudi Arabistan'ın, alım gücü yüksek gıda ithalatçısı bir ülke olduğuna işaret eden İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki ticaretin büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. İki ülkenin ticari alanda gerçekleştirecekleri güçlü iş birliklerinin hem küresel hem de bölgesel düzeyde ekonomiye katkı sağlayacak nitelikte olduğunu ifade eden Taycı, şöyle devam ediyor: "Öncellikle yüzde 30'luk artışla yıllık 300 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşmayı, sonrasında ise bu rakamın üstüne çıkmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Suudi alıcılar ile etkinliklerimizi sürdüreceğiz. Potansiyel ticari partnerler ile samimi ilişkiler kurulması çok önemli. Suudi Arabistan'da; gıda sektöründe zincir market, toptan ve perakende olarak faaliyet gösteren en önemli firmalar ile alım heyetleri düzenleyerek, ticari iş birliklerimizi güçlendirmek istiyoruz."

Suudi firmaların Türkiye'den bisküvi, gofret, kurabiye, kahve, çikolata ürünleri, cips ve atıştırmalık ürünler talep ettiklerini söyleyen Taycı, bu ülkeye 2023 yılında en fazla baharatlar, yeşil mercimek, kuru bakla, nohut, mercimek, ayçiçek tohumu yağı, un, makarna ve bulgur ihraç edildiğini belirtiyor. Taycı, "Suudi Arabistan nüfusunun yüzde 84'ü zincir perakendecilerin ve franchise satış noktalarının yoğun olduğu kentsel alanlarda yaşıyor. Jeddah şehrinde Hayyel Safa adlı sebze halinin yanında Türk marketleri mevcut. 'Türk malı' algısı yüksek seviyede. Helal gıda avantajımız, fiyat ve kalite performansımızın yüksekliği sayesinde etkinliğimizi artırıyoruz. Geçtiğimiz senelerde yaşanan dönemsel sorunların ardından gelişen yeni ilişkiler sonucu Suudi Arabistan'a bütün sektörlerimiz aralıksız ihracata başladı" açıklamasını yapıyor.

EN FAZLA HALIYI TÜRKİYE'DEN ALIYOR

Türkiye 2023 yılında 2.75 milyar dolarlık halı ihracatı gerçekleştirdi. Bunun 269.8 milyon dolarlık kısmı Suudi Arabistan'a yapıldı. Bu rakam, Suudi Arabistan'a geçen yıl yapılan ihracatın 2022 yılına göre yüzde 129 oranında arttığını ifade ediyor. Bu ülke ABD'den sonra Türkiye'nin en fazla halı ihracatı gerçekleştirdiği ikinci ülke konumunda yer alıyor. Buna karşılık Suudi Arabistan, en fazla halı ithalatını Türkiye'den yapıyor. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Başkanı Ahmet Hayri Diler, Suudi Arabistan'ın, halı sektörü açısından büyüme potansiyeline sahip bir pazar olarak öne çıktığını vurguluyor. Özellikle inşaat sektöründeki güçlü büyüme, lüks yaşam alanlarına yönelik artan talep ve kültürel olarak halı kullanımına verilen önemin, bu pazarı cazip hale getirdiğini söyleyen Diler, ülkenin Vizyon 2030 programı kapsamında turizm, konut ve altyapı yatırımlarına büyük ölçekli kaynak ayırmasının, bu talebi önümüzdeki yıllarda daha da artıracağını belirtiyor. Suudi Arabistan'da özellikle yüksek kaliteli halılara talebin daha fazla olduğunu ifade eden Diler, "Geleneksel desenler ve modern tasarımların bir arada sunulması, tüketici beklentilerine uygun olarak pazar payımızı artırma fırsatı yaratıyor. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın jeopolitik konumu ve ticaret yolları üzerindeki stratejik önemi, diğer Körfez ülkelerine de kolay erişim sağlıyor" diyor.

Türkiye'nin Suudi Arabistan'a daha çok makine ve tufte halı ihraç ettiğini kaydeden Diler, özellikle de proje halılarına çok büyük talep gösterildiğini vurguluyor. Diler, şu açıklamalarda bulunuyor: "Hem fiyat hem de kalite anlamında yüksek beklentileri olan Suudi Arabistan, bu iki ürün grubumuz için oldukça iyi bir ticari partner konumunda. Suudi Arabistan'a ihracat yapan firmalarımızın çoğu orada showroom da açıyor. Suudi Arabistan'da faaliyet gösteren Türk halı mağazaları mevcut. Suudi Arabistan'a ihracat yapan üyelerimizle görüşmelerimiz sonucu en çok aldığımız şikayet, yüksek gümrük vergileri konusunda. İki ülke arasında gerçekleştirilecek ve halı ürün grubunu da kapsayacak bir serbest ticaret anlaşması bu sorunları ortadan kaldırır."

YENİ ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ İNŞA EDİLİYOR

Suudi Arabistan perakende sektörüyle de Körfez bölgesinde öne çıkıyor. Ülkenin perakende pazar büyüklüğünün yıllık 35 ile 40 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Şu anda ülkede yaklaşık 450 AVM var. Alkaş & HAN Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, Suudi Arabistan'da var olan markaların, Dubai'de konumlanan uluslararası markalardan oluştuğunu belirtiyor. Avrupa ve Amerika markalarının pazarda güçlü olduklarını ifade eden Alkaş, "Türk markaları Suudi Arabistan'da inişli çıkışlı bir grafik gösteriyor. LC Waikiki, Koton, Defacto gibi markaların yanı sıra Paşabahçe, Chakra gibi markaları da pazarda görmek mümkün. Ancak geçmişteki siyasi ilişkilerin çalkantılı döneminde ilgi azalmıştı. Şu anda tekrar başlayan yakınlaşma ile birlikte artış eğilimine girildi. Dolayısıyla Türk markalarına ilgi giderek artıyor. Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye gelen ziyaretçilerin artmasıyla markalarımıza aşinalık da arttı. 7 milyon nüfuslu başkent Riyad'da gayrimenkul yatırımları dikkat çekiyor. Ayrıca Kızıldeniz kenarında, özellikle de Akabe Körfezi'ne yakın bölgelerde konut ve yeni alışveriş merkezleri yapılıyor. Bu yatırımların devam edeceğini söyleyebilirim" diyor.

Türk markalarının bu pazara ilgilerinin canlı olduğunu da aktaran Alkaş, Suudi Arabistan perakende sektörünün potansiyeli hakkında şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Ülkede zenginleşmenin devam etmesi ve sadece hac turizminde değil, diğer farklı turistik bölgelerin de kalkındırılmasıyla, genel olarak turizm sektöründe daha büyük bir cazibe merkezi olacağını öngörüyoruz. Bu sebeple Türk markaları da bu pazarda ilgi görecektir. Orta Doğu Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (MECSC), bu yıl 30. yıl dönümünde 4-5 Kasım tarihlerinde Perakende Kongresi MENA 2024'ü Riyad'da düzenliyor. Bu etkinlik, hem potansiyel işbirlikleri geliştirmek, hem de bölgedeki perakendenin gelecek vizyonunu tartışmak açısından büyük önem taşıyor."

MAĞAZA SAYISINI 100'E ÇIKARTACAK

Ortadoğu'daki ilk mağazasını 2013 yılında Kuveyt'te açan İpekyol'un bölgede şu anda 42 mağazası var. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bölgedeki mağaza sayısını direkt yatırımlarla 100'e çıkarmayı hedeflediklerini belirten İpekyol Group CEO'su Uğur Ayaydın, bölgede geçen yıl yurtdışı operasyon ofisini de açtıklarını hatırlatıyor. Ayaydın, "Stabil bir şekilde büyüyen ekonomiler, genç nüfus, yüksek satın alma gücü, yapılan büyük alt yapı çalışmaları, ulaşılabilirlik, marka bilinirliği, özel koleksiyonlar ve rekabetçi fiyat politikamız gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda bu pazar bizim için fırsatlarla dolu" diyor.

Ortadoğu pazarının, dijitalleşme ve altyapı yatırımları sayesinde hızla büyüdüğüne işaret eden Ayaydın, şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Suudi Arabistan hükümeti yabancı yatırımlar için birçok teşvik ve kolaylık sunarak ülkeyi uluslararası yatırımcılar için cazip hale getirmeye çalışmakta. Bu reformlar, bürokratik engellerin azaltılması, yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi ve iş yapma ortamının daha rekabetçi hale getirilmesi gibi adımları içermekte. Gelecekte, özellikle teknoloji, turizm ve finans gibi sektörlerde büyüme bekleniyor. Ancak, siyasi riskler ve jeopolitik gerilimler de göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli nokta. Genel olarak bölge, büyük bir potansiyele sahip ve stratejik yatırımlar için önemli fırsatlar sunuyor."

Ortadoğu'da Türk markalarına ilginin yüksek olduğuna işaret eden Ayaydın, yüksek kalite, tasarım ve rekabetçi fiyatların, Türk ürünlerini cazip kıldığını söylüyor. Özellikle tekstil ve gıda gibi sektörlerde Türk markalarının prestijli ve güvenilir olarak görüldüğünün altını çizen Ayaydın, "Markalarımızın bölgedeki başarıları da bu prestiji pekiştiriyor. Ortadoğu pazarında perakende yatırımları için başlıca sorunlar ise bürokratik engeller, kültürel farklılıklar, ekonomik ve siyasi riskler, lojistik zorluklar ve yoğun rekabettir. Bu sorunları aşmak için yerel ortaklıklar kurmak, pazar araştırmaları yapmak, esnek stratejiler geliştirmek, lojistiği optimize etmek ve ürün farklılaşmasına odaklanmak gerektiğini düşünüyoruz" diyor.

2023 YILINDA 28 MİLYAR DOLARLIK TARIM ÜRÜNÜ İTHAL ETTİ

Suudi Arabistan'ın en önemli tarım ve hayvancılık ürünleri arasında, hurma, süt ürünleri, yumurta, tavuk ve kültür balıkçılığı ürünleri geliyor. Bu ürünlerin ihracatını da yapan Suudi Arabistan, ihracatın önemli kısmını Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerine gerçekleştiriyor.

Yerel olarak temel bazı ürünleri dışında kalan ürünlerde ise Suudi Arabistan bölgenin en büyük pazarı. Suudi Arabistan İstatistik Kurumu verilerine göre, 2023 yılında ülkenin tarım ürünleri ithalatı 28 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu ithalatın 9 milyar dolarlık kısmı paketli gıdalardan, 13 milyar dolarlık bölümü meyve, sebze, yağlı tohumlar, hububat ve bakliyattan, 6 milyar dolarlık kısmı ise canlı hayvan ve hayvansal ürünlerden oluştu.

Türkiye'nin Suudi Arabistan ile hayvansal ürün ticaretine ilişkin anlaşması bulunduğunu belirten Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsa Coşkun, bu kapsamda süt ve süt ürünleri olarak Suudi Arabistan'a peynir, krema, sürülebilir süt ürünleri, süt tozu ve dondurma ihracatı yapıldığını ifade ediyor. Coşkun'un verdiği bilgilere göre, Türkiye 2023 yılında Suudi Arabistan'a 16.7 milyon dolar değerinde, toplam 4 bin ton süt ve süt ürünleri ihracatı yaptı. 2024 yılının ilk yarısında ise 12.2 milyon dolar değerinde 3.4 bin ton süt ve süt ürünleri ihracatı gerçekleştirildi.

SÜT VE SÜT ÜRÜNÜ İHRAÇ EDEN 43 FİRMA VAR

Bu ülkeye süt ve süt ürünü ihracatı yapan firma sayısının 43'e çıktığını kaydeden Coşkun, hayvansal ürün ihracatının artırılması için serbest ticaret anlaşmalarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Suudi Arabistan'a hayvansal ürün ihracatı için üretici firmaların Suudi Gıda ve İlaç İdaresi (SFDA) tarafından onaylanması gerektiğine dikkat çeken Coşkun, "Suudi Arabistan, KİK Gümrük Birliği üyesi olarak, KİK dışı ülkelerden ithal edilen çoğu ürün için yüzde 5 oranında ortak gümrük tarifesi uyguluyor. Ancak, Haziran 2020'de yerli ürünlerle rekabet eden ithal ürünler için gümrük vergileri yükseltildi. Sektörlere göre değişmekle birlikte yüzde 25'e kadar ulaşan oranlarda gümrük vergisi uygulanan ürünler bulunmakta. Bu vergi artışının uygulandığı ürün kategorileri arasında süt ürünleri, gıda maddeleri, kimyasal ürünler, plastikler, kauçuk ve türevleri, kâğıttan yapılmış ürünler, tekstil, çelik, cam, alüminyum, makineler ve ekipmanları yer alıyor. Bu kapsamda, Suudi Arabistan uygulanan gümrük vergilerinde diğer konsey üyelerinden ayrışıyor. Suudi Arabistan, zaman zaman güncel küresel gelişmelere bağlı olarak geçici ihracat yasakları da uygulayabiliyor. SETBİR olarak, süt, kırmızı et ve bu sektörlere bağlı sanayinin gelişmesi, ihracat olanaklarının artırılması ve problemlerin çözülmesi için tüm kamu kurumlarıyla iş birliği içerisinde çalışıyoruz" diyor.

TÜRKİYE TRANSFORMATÖR İHRACATINDA 5'İNCİ

Türkiye'nin ihracatında önemli bir yeri olan elektromekanik sektörü, 2023 yılında 150'den fazla ülkeye toplam 8 milyar 215 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2024 yılı sonunda ihracatın 9.5 milyar doları aşması bekleniyor. Türk elektromekanik sektörünün ihraç ettiği başlıca ürünler arasında elektrik trafoları, reaktörler, ölçü trafoları, alçak ve yüksek gerilim anahtarlama ekipmanları, invertörler, konvertörler, redresörler, elektrik motorları, jeneratörler, aküler, aydınlatma ekipmanları, koruma ve kontrol ekipmanları, alçak gerilim güç panoları, kontrol ve kumanda panoları, OG hücreler, kablolar, elektrik izolatörleri, bağlantı uçları (buşingler, kablo başlıkları, ekler), alüminyum iletken ve alüminyumdan demetlenmiş halatlar yer alıyor.

Elektromekanik Sanayiciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güngör, Türkiye'de toplam 11 şehirde 50'den fazla transformatör üreticisinin bulunduğunu vurguluyor. 400 kV, 250 MVA üzerinde trafo üretebilen dünyanın sayılı 5 trafo üreticisinin Türkiye'de üretim yaptığını hatırlatan Güngör, "Türkiye'de üretilen transformatörler, dünyanın dört bir yanında 120'yi aşan ülkede her türlü coğrafi koşullarda başarı ile hizmet veriyor. Ülkemiz dünyada en çok transformatör üreten ve ihraç eden ilk 5 ülke içinde" diyor. Güngör'ün verdiği bilgilere göre, Suudi Arabistan 2023 yılında yaklaşık 7 milyar dolarlık elektromekanik ürünleri ithal ederken, bunun sadece 113 milyon dolarlık kısmını Türkiye'den karşıladı.

Prof. Dr. Ömer BOLAT / Ticaret Bakanı

"1'inci Faz Odak Ülkeler arasında"

Körfez ülkeleri başta olmak üzere İslam ülkelerine yönelik "İslam Ülkeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi"ni ortaya koyduk. 2024-2028 yıllarını kapsayacak stratejimizle İslam ülkelerinin ihracatımızda halihazırda yüzde 26 olan payını yüzde 30'a yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin ekonomik ve ticari verilerini titizlikle analiz ettik ve Azerbaycan, Bangladeş, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Cezayir, Endonezya, Fas, Fildişi Sahili, Katar, Kuveyt, Malezya, Libya, Mısır, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Suudi Arabistan, Tunus, Umman ve Ürdün'den oluşan 21 ülkelik grubu "1. Faz Odak Ülkeler" olarak belirledik. İslam ülkelerine yönelik ihraç ürünlerimizin tanıtımı amacıyla Bakanlığımız koordinasyonunda faaliyetlerimizi hızlandıracağız. İİT üyesi ülkeler arasından BAE, Katar, Mısır ve Suudi Arabistan'a yönelik olarak sağlanan kira desteklerinin ve TURQUALITY® desteklerinin süresini yeniledik. Ülkemizi ziyaret eden Suudi Arabistanlı turist sayısı 2022'de 498 bine, geçen yıl ise yüzde 65 artışla 820 bine ulaştı. Suudi Arabistan'a ihracat potansiyeli bulunan sektörler arasında müteahhitlik, makine ve aksamları, kimyevi maddeler, kauçuk eşyalar, mücevherat, plastik mamuller, gemi ve yat, mobilyalar ve motorlu kara taşıtları sektörleri öne çıkmakta. Tarım ve gıda alanında ise beyaz et, süt ürünleri, bisküvi ve turunçgiller başta olmak üzere meyveler de firmalarımızın değerlendirebileceği potansiyel ihraç ürünleridir.

Haşim SÜNGÜ / DEİK/Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Başkanı

"Ticaret hacmi hedefimiz yıllık 30 milyar dolar"

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki dış ticaret, son yıllarda önemli bir ivme kazandı. Ticaret hacmi hedefimiz orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolar. Ülkenin hızlı kentleşme ve altyapı projeleri, teknoloji, enerji, sanayi ve endüstriyel sektörlerinde önemli fırsatlar sunuyor. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın 2030 Vizyonu kapsamında yaptığı reformlar ve ekonomik çeşitlendirme çabaları, Türk firmaları için önemli iş fırsatları yaratıyor. Firmalarımıza pazar bilgisi sağlıyoruz. Eğitim ve bilgilendirme seminerleri düzenleyerek, firmalarımızın Suudi Arabistan pazarına giriş stratejilerini güncel iş fırsatları ve ihaleleri sunuyoruz. Suudi Arabistan'a ihracatta en sık karşılaşılan sorunlar arasında bürokratik engeller ve pazarın yüksek rekabetçi yapısıdır. Bu sorunların çözümü için Suudi makamlarıyla düzenli görüşmeler gerçekleştiriyor, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Serbest Ticaret Anlaşması gündemde olan konular arasındadır ve aslında GCC ve Türkiye, serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin ilk turunu olumlu bir notla tamamlandı. Bu konuda, hem Türkiye hem de Suudi Arabistan'daki ilgili makamlarla yakın iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle savunma sanayi, inşaat, altyapı, lojistik ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteren Türk firmaları, Suudi Arabistan'da önemli yatırımlar yapıyor. Suudi Arabistanlı firmaların Türkiye'deki yatırımları ise 2 milyar doları buluyor. Suudi firmaları Türkiye'de özellikle turizm, gayrimenkul, enerji ve perakende sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Sinan ÖNCEL / Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı

"Orta ve lüks segment ürünlere yoğun ilgi var"

35 milyonluk nüfusu ve kişi başına yaklaşık 50 bin dolara ulaşan gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) ile Arap Yarımadası'nın en kalabalık ülkesi ve bölgenin en büyük ekonomisi konumunda bulunan Suudi Arabistan, markalarımız için çok önemli fırsatlar barındırıyor. BMD üyesi markaların 2023 yılı sonu itibarıyla Suudi Arabistan'da 278 mağazası ve 95 satış noktası bulunuyor. Hazır giyimden restorana, küçük ev aletlerinden mobilyaya 31 markamız Suudi Arabistan'da organize perakende sektörümüzü başarıyla temsil ediyor. Özellikle orta ve lüks segmentteki ürün gruplarına yoğun ilgi olan Suudi Arabistan, önemli bir cazibe merkezi. Nitekim bu yıl içinde bazı markalarımızın ülkede yeni yatırım yaptığını biliyoruz. Pazardaki uygun kiralama koşulları ve cazip iş birlikleri oluşması durumunda bu ilginin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.

Ahmet GÜLEÇ / Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı

"Uzakdoğu'ya kaptırdığımız pazarı geri alıyoruz"

2023 yılında 4.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Suudi Arabistan'ın ihracatımızdan aldığı pay 2022 yılına göre yüzde 390 artarak 168 milyon doları geçti. Suudi Arabistan, satın alma gücü çok yüksek olduğu için stratejik pazarlarımızdan biri. En çok ihracat yaptığımız ilk 10 ülke arasında yer almakta. Her sektör için büyüyen bir pazar potansiyeli sunuyor. Vizyon 2030 projesi kapsamında pazarda geleceğimizin parlak olduğunu düşünüyoruz. Gerek bölgedeki nitelikli satış kanalları gerek temsilcilikler gerekse satın alma uzmanları ile uyum içerisinde çalışıyoruz. Dünyada sadece 4 ülkede bulunan geniş ürün gamına sahip olmamız Suudi Arabistan pazarındaki hakimiyetimizi de artırıyor. Pazarda özellikle en çok lüks grupların yanı sıra oturma grupları, çalışma grupları, yatak/baza, ofis mobilyaları ve aksesuarlar ilgi görüyor. Özellikle son yıllarda trend olan akıllı mobilya çözümlerimizin de bu pazarda dikkat çekeceğini düşünüyoruz. İki ülke arasındaki ticareti kesintiye uğratan sorunların çözülmesi bölgeye yönelik ihracatımızı yeniden canlandı. Bununla birlikte hala eski rakamlara ulaşabilmiş değiliz. Ticarette kesintinin yaşandığı dönemde Uzakdoğu ülkeleri bizden boşalan alanı doldurdu. Yürüttüğümüz çalışmalarla hem ihracatımızı eski seviyelere çıkarmaya hem de rakiplerimize kaptırdığımız alanları geri almaya çalışıyoruz.

Ozan H. GÜREÇ / alfanar / SFA Electric Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO

"alfanar, fabrika yatırımı planlıyor"

SFA Electric 2015 yılında bir Türk yatırımcı olan Gani Köse ve Suudi Arabistan merkezli büyük bir grup olan alfanar'ın ortak iştiraki olarak kuruldu. 2017 yılında yüzde 100 yabancı sermayeli bir duruma geldi. 50'ye yakın ülkeye yıllık yaklaşık 40 milyon dolar ihracatımız var. Ortalama 300 kişiye istihdam sağlıyoruz. alfanar 20 binden fazla kişiyi istihdam eden, yıllık cirosu 5 milyar dolar olan büyük bir grup. Ürünlerimiz arasında telekom kabloları, alçak/orta/yüksek gerilim kabloları, trafolar, elektrikli araç şarj istasyonları, akıllı sayaç, fiş-priz çeşitleri ve çatı GES uygulamaları bulunuyor. alfanar 2.9GW kurulu güce sahip rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına da sahip. Hidrojen teknolojisi, datacenter, depolama gibi iş kolları ile de ilgilenmekte. Yenilenebilir enerjide ana müteahhit olmanın yanında son dönemdeki şirket satın alımıyla üretici konumuna da geldik. Senvion – Hindistan fabrikası artık grubumuz altında faaliyet gösteriyor ve orta güçteki rüzgar türbini imalatı yapıyor. Suudi Arabistan son 5 senedir dünyadaki en çok altyapı ve üstyapı yatırımı yapan ülkeler arasında. Türkiye'nin önemli rolünü düşünerek "alfanar Electric Türkiye" ve "alfanar Electric Foreign Trade" firmalarımızı kurduk. Bu anlamda da nitelikli istihdam artışı planlamaktayız. Orta ve uzun vadeli süreçte Türkiye'de üretimi yapılan ürünlerin çeşitliliğinin artırılması ve fabrika yatırımları planlanmakta.

Özgür ÇİVİ / MİA Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi

"E-dönüşüm ve modernizasyon süreci yaşanıyor"

2006 yılında Ankara'da kurulan MİA Teknoloji 160'dan fazla kişiyi istihdam sağlıyor. Şirketin, Ankara merkez ofisinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, Katar ve Fas'ta da ofisleri bulunuyor. MİA Teknoloji Anonim Şirketi, 2021 yılının Kasım ayında Borsa İstanbul'da MIATK koduyla halka arz edildi. Şubat 2024'te ise sağlık bilişim lisans haklarının yüzde 51'lik kısmını 90 milyon dolarlık bir anlaşma ile Amerika merkezli bir yatırım şirketine devretti. Katar merkezli IIS Holding'le bir işbirliği gerçekleştirdik. Anlaşmayla ilk aşamada Körfez ülkelerinde yaklaşık 7 milyar dolarlık bir iş hacmine hitap edeceğiz. Tıpkı diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi, Suudi Arabistan'da da iş geliştirme faaliyetleri sürdürüyoruz. Bu bölgenin kendi dinamikleri var. Benim başarılı bir ürünüm var, bunu kullanın mantığı maalesef bu bölgelerde işe yaramıyor. 2024 yılı hedeflerimiz bu bölgede sağlık, eğitim ve güvenlik konularında ilk işimizi üstlenmek. Suudi Arabistan'da özellikle sağlık ve devlet fonksiyonları başta olmak üzere bir e-dönüşüm ve modernizasyon yaşanıyor. Ülkede dijital sağlık konularında ciddi potansiyeller görüyoruz. G20 ülkesi olan ve harcama profili üst düzey olan Suudi Arabistan, her geçen yıl dışarıya biraz daha açılıyor.

BİZE ULAŞIN