ONURCAN BAL/ Donald Trump'a yönelik gerçekleştirilen suikast girişimi sonrasında Trump'ın seçim yarışını kazanacağına yönelik beklentilerin güç kazandığı ve bu beklentilerin önceki hafta küresel çapta fiyatlamalar üzerinde etkili olduğu takip edilmişti. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 28.07.2024 tarihli sayısına aittir) Bu beklentilerle gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karsısında değer kaybettiği, tahvil faizlerinin yükseldiği ve Avrupa ile Asya piyasalarında satış baskısının artış kaydettiği takip edildi. Trump yeniden seçilirse yüksek gümrük vergileri ve ABD'de düşük vergi politikalarıyla enflasyonu tetiklemesinden, Fed'in kısıtlayıcı para politikasını daha uzun bir süre devam ettirebileceğinden ve ticaret savaşlarının yeniden ön plana çıkmasından endişe ediliyor. 2018'de Çin'den ithal edilen 200 milyar dolar değerinde ürüne tarife uygulayan Trump, ikinci kez göreve gelmesi durumunda Çin menşeli mallara yüzde 60, diğer ülkelerden ithal edilen mallara ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulamayı planlıyor. Trump'ın seçimi kazanması halinde Çin'in yanı sıra Avrupa Birliği ile de ticari gerilimlerin artma riski bulunuyor. Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile mevcut ABD Başkanı ve Demokratların adayı olan Joe Biden arasında önceki haftalarda TV'de gerçekleşen münazarada Biden'ın oldukça kötü performansı, Biden'ın bir dönem daha başkanlık yapabilecek sağlık durumuna sahip olup olmadığına dair artan tartışmalar ve suikast girişimiyle birlikte Trump'ın seçimi kazanma ihtimalinin güç kazanmasının etkisiyle mevcut ABD Başkanı Biden 5 Kasım'da gerçekleşecek seçimler için adaylıktan çekildiğini duyurdu. Biden, seçim yarışından çekildikten sonra Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i aday olarak onayladığını ve desteklediğini bildirdi. Biden'ın çekilmesi sonrasında Demokratlardan kimin aday olacağı ve yeni adayın Trump karşısında şansının ne olacağı küresel çapta fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır. ABD'deki başkanlık seçimine yönelik gelişmeler ve belirsizlik ortamı piyasalarda oynaklığın yüksek seyretmesine neden olabilir.
ABD'DE SEÇİM BELİRSİZLİĞİ VE TEKNOLOJİ HİSSELERİNE KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI
ABD'deki seçim sürecinin beraberinde getirebileceği oynaklığın yanında son haftalarda ABD teknoloji hisselerinde gündeme gelen düzeltmeler ve artan volatilite de dikkat çekmektedir. Aynı zamanda ABD'de başlayan ikinci çeyrek finansal sonuç dönemi ve özellikle teknoloji şirketlerinin finansal performansları piyasaların seyri üzerinde belirleyici olacaktır. Alphabet ve Tesla gibi büyük teknoloji şirketlerinin hayal kırıklığı yaratan ikinci çeyrek finansal sonuçları sonrasında çarşamba günü ABD borsalarında teknoloji hisseleri öncülüğünde sert satışların yaşandığı takip edildi. Tesla hisseleri finansal sonuçlarının beklentileri karşılayamamasının ve Robotaxi tanıtımını ertelemesiyle %12,33 oranında, Alphabet hisseleri YouTube reklam gelirinin beklentileri karşılayamaması ve yapay zekâ konusunda henüz istenilen ilerlemeyi gerçekleştirememesi nedeniyle %5,03 değer kaybetti. Finansal sonuçlar sonrası artan satış baskısı teknoloji hisseleri öncülüğünde genele yayılırken, Nvidia hissesinde %6,8 oranında yaşanan düşüş de dikkat çekti. S&P500 Endeksi çarşamba gününü %2,32 oranında ve Nasdaq Endeksi %3,62 oranında kayıpla kapatırken, S&P500 Endeksi Aralık 2022'den ve Nasdaq Endeksi ise Ekim 2022'den bu yana en kötü performansını sergiledi. Son dönemdeki yazılarımızda ABD borsalarında artış kaydeden düzeltme riskine dikkat çekerken, bu konuda ABD'li yatırım bankalarından son dönemde gelen uyarıların da öne çıktığı belirtmiştik. 2023 yılının son çeyreğinden itibaren Muhteşem Yedili (Apple, Alphabet, Amazon, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla ) olarak adlandırılan hisselerdeki sert yükselişler ve teknoloji rallisi ABD borsalarını yukarı taşıyan ana etken olurken, bu hisselerin piyasa büyüklükleri ve ABD borsalarındaki yoğunlukları da çok ciddi noktalara ulaşmış durumda. Sene başından itibaren teknoloji sektörü hisselerinde %30'ları bulan yükselişler ve özellikle Nvidia hissesinde %150'lere ulaşan getiriyle birlikte S&P500 Endeksi'nde sene başından bu yana yaşanan yükselişlerin %30'unun sadece tek bir hisseden (Nvidia) gelmesi sektörel hareketi ve yoğunlaşmayı çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu yüksek yoğunlaşma ve ulaşılan ciddi piyasa büyüklükleri nedeniyle Muhteşem Yedili olarak adlandırılan hisselerde ve özellikle Nvidia'da yaşanabilecek olası düzeltmelerin küresel risk iştahı ve piyasalar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabileceği göz ardı edilmemelidir. Muhteşem Yedili olarak bilinen dev teknoloji şirketlerinin bilanço sezonunun Tesla ve Alphabet'in açıkladığı zayıf rakamlarla başlamasının ardından, yatırımcılar yapay zekâ rallisinin sonunun gelip gelmediğini tartışmaya başladı.
FED VE BoE TOPLANTILARI ÖN PLANDA
Geçen hafta ABD'de perşembe günü açıklanan 2024/2Ç'e ilişkin büyüme rakamı %2,0 olan piyasa beklentisinin üzerinde %2,8 olarak gerçekleşti. ABD ekonomisinin yılın ikinci çeyreğindeki büyümesinde, tüketici harcamaları, özel stok yatırımları ve konut dışı sabit yatırımlardaki artış etkili oldu. Ekonomi ilk çeyrekte %1,4 oranında büyümüştü. Cuma günü açıklanan ve Fed'in yakından takip ettiği çekirdek PCE ise beklentiler paralelinde aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,6 olarak gerçekleşti. Yeni haftada 31 Temmuz Çarşamba günü Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) toplantısı, 1 Ağustos Perşembe günü İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararı ile 2 Ağustos Cuma günü ABD'de açıklanacak tarım dışı istihdam verileri piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. ABD'de büyüme rakamı beklentilerin üzerinde gelse de yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda gözlenen düşüş eğilimi ve istihdam piyasasında soğumaya işaret eden veri akışları Fed'in yılın son çeyreğinde faiz indirimlerine başlayacağı beklentileri canlı tutuyor. Halihazırda para piyasalarında Fed'in eylül ayında faiz indirimine gitmesine %100 ihtimalle fiyatlarken, piyasalar mevcut veriler ışığında eylül ayındaki faiz indiriminin ardından yıl sonuna kadar bir faiz indirimini daha kesin bir ihtimalle fiyatlıyor. Bununla birlikte Fed Başkanı Powell ve Fed üyelerinin son dönemdeki yönlendirmelerine ve faiz indirimlerine başlamadan önce biraz daha güvene ihtiyaç duydukları söylemlerine bağlı olarak Fed'in temmuz toplantısında faiz oranlarında değişime gitmesi beklenmiyor. Fed Başkanı Powell'ın toplantı sonrasındaki açıklamaları ve vereceği mesajlar ise son derece önemli olacaktır. İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) perşembe günkü toplantısına yönelik piyasadaki beklentiler faizlerin sabit tutulabileceği ile 25 baz puanlık faiz indirimine gidilebileceği noktasında bölünmüş durumda. BoE'nin faiz kararı bu açıdan önem taşırken, bu toplantıda faiz indirimi görmesek bile bir sonraki toplantıda faiz indirim döngüsünün başlayacağını ve yıl sonuna kadar 25'er baz puanlık iki faiz indirimine gidilebileceğini değerlendiriyoruz.
TCMB ŞAHİN DURUŞUNU KORUDU
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 23 Temmuz Salı günkü toplantısında piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve politika faizini %50,0 olarak korudu. Karar metninde enflasyonla mücadelede kararlılık ve likidite araçlarının aktif bir şekilde kullanılacağına dair ana mesajların korunduğu takip edildi. Yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte yavaşladığını söyleyen TCMB, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılığın, enflasyon beklentilerinin, jeopolitik risklerin ve gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğu ifadelerini sürdürdü. Karar metninde, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı söylemi ve likidite fazlasıyla ilgili olarak da sterilizasyonun gerektiğinde çeşitlendirilerek gerçekleştirileceği mesajları korunmaya devam etti. TCMB'nin yurt içi talebin yavaşladığını belirtmekle beraber, halen enflasyonist düzeyde olduğunu değerlendirmesi, gerektiğinde ek sıkılaştırmaya gidilebileceğine dair şahin tondaki yönlendirmelerini karar metninde koruması kısa vadede bir faiz indirim düşüncesinde olunmadığına ve iç talepte ve enflasyonda çok daha somut bir şekilde soğuma işaretlerinin görülmesi gerektiğine işaret etti.
BIST-100 HAFTAYI 11.000 PUANIN ALTINDA KAPATTI
Moody's'den 2 kademelik not artışının etkisiyle BIST-100 Endeksi haftaya yükselişle başlarken, 11.250 bölgesini yeniden test etti. Moody's sonrası daha pozitif bir seyir görmeyi beklerken, hafta içerisinde bankacılık sektöründe derinleşen satış baskısı ve devamında diğer sektörlere de sirayet eden satışlarla Borsa İstanbul'da hafta genelinde düzeltme eğiliminin hız kazandığı bir fiyatlama takip edildi. BIST-100 Endeksi haftayı %2,37 oranında kayıpla 10.891 puandan tamamladı. Kritik bir seviye olarak izlediğimiz 11.000 puan altında kalındığı sürece zayıf seyrin etkisini sürdürebileceği ve kısa vadeli teknik görünümün zayıflama kaydettiği endekste 10.850 – 10.800 aralığı kısa vadeli ilk destek bölgesidir. 10.800 altındaki kapanışlarda 10.750 – 10.700 bölgesi ile 50 günlük basit hareketli ortalamaya (10.656) doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Geçmiş dönemlerde güçlü ve kritik bir destek olarak çalışan 50 günlük ortalama (10.656) kırılacak olursa teknik görünümdeki zayıflamanın ve satış baskısının derinleştiği görülebilir. Tepki alımlarında ise 10.950 – 11.000 aralığı ilk güçlü direnç bölgesidir. Psikolojik öneme sahip 11.000 üzerinde tutunma sağlanabilirse 11.088 ve 11.150 seviyeleri kısa vadeli direnç konumunda olup, devamında 11.200 ve zirvenin bulunduğu 11.252 seviyesi direnç olarak önem kazanacaktır. Endekste yükselişlerin güç kazanabilmesi için son iki haftadır güçlü bir direnç bölgesi olarak karşımıza çıkan 11.250 üzerinde günlük kapanışlara ihtiyaç olduğunu değerlendiriyoruz. 11.250 üzerindeki kapanışlarda 11.350 – 11.400 aralığı ile devamında 11.500 bölgesine doğru yükselişler yaşanabilir.