Tarihi İpek Yolu’nun mirasçılarının geleceğe uzanan işbirliği

Çin, bugün Türkiye’nin Asya’daki en büyük, dünyadaki  üçüncü en büyük ticaret ortağıdır. İki ülke arasındaki  ticaret hacmi son 20 yılda 40 kat artmıştır. Bu olumlu ivmeyi sürdürerek, ilişkilerimizin “Stratejik İşbirliği”nden “Kapsamlı Stratejik Ortaklık” seviyesine yükseltilmesi yönündeki  çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir. (İSMAİL HAKKI MUSA - T.C. Pekin Büyükelçisi)
11.12.2023 20:23 GÜNCELLEME : 11.12.2023 20:24

İSMAİL HAKKI MUSA - T.C. Pekin Büyükelçisi: "2023, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü, Hariciye teşkilatının ise 500'üncü yıl- dönümü. Böylesi önemli bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Çin Halk Cumhuriyeti nezdindeki Büyükelçisi olarak görev yapmaktan onur ve mutluluk duyduğumu öncelikle vurgulamak isterim.

Asırlar öncesine dayanan Türk-Çin münasebetleri, ilişkilerimizin "stratejik işbirliği" seviyesine yükseltildiği 2010 yılından itibaren, özellikle son yıllarda önemli bir ivme kazanmıştır. İki ülke arasın- da ekonomiden ticarete, kültürden eğitime, turizmden ortak ulaştırma projelerine kadar çeşitli alanlarda işbirliği gözle görülür biçimde gelişmiş, her sektörde ve her düzeyde temaslar yoğunlaşmış ve ikili münasebetlerimizin yanısıra bölgesel ve küresel platformlarda etkileşimimiz güçlenmiştir. Çin, bugün Türkiye'nin Asya'daki en büyük, dünyadaki üçüncü en büyük ticaret ortağıdır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi son 20 yılda 40 kat artarak, 2022'de 45 milyar Dolar'la rekor düzeye ulaşmıştır. Bu olumlu ivmeyi sürdürerek, ilişkilerimizin "Stratejik İşbirliği"nden "Kapsamlı Stratejik Ortaklık" seviyesine yükseltilmesi yönündeki çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir.

Muhtelif sınamalarla dolu mevcut uluslararası konjonktürde, Türkiye ve Çin, sahip oldukları siyasi istikrarla birlikte, refah ve kalkınma yolun- da kararlılıkla ilerleyen sayılı ülkeler arasındadır. Bugün Türkiye ve Çin, bölgesel ve küresel barışa, refaha ve kalkınmaya katkı sağlayan ülkeler arasında önde gelmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Xi'nin ikili münasebetleri daha ileriye taşıma yönündeki güçlü ortak iradeleri, somut projelerle hayata geçmektedir. Türkiye, Çin'in 100'den fazla ülkede hayata geçirilen ve bu yıl 10'uncu yılı idrak edilen Kuşak ve Yol Girişimi'ni (KYG) en başından beri kuvvetle desteklemektedir. Tarihi İpek Yolu'nun canlandırılmasını hedefleyen Türkiye'nin Orta Koridor Girişimi de, KYG ile doğal bir uyum içindedir. Türkiye'den başlayarak Gürcistan ve Azerbaycan'a, buradan da Hazar Denizi'ni aşarak Orta Asya Cumhuriyetleri ve Çin'e ulaşan "Hazar Ge- çişli Doğu-Batı Orta Koridor"un işlerliğinin ve işlevselliğinin artırılması, bağlantısallığın her koşulda kesintisiz sürdürülmesi ve küresel tedarik zincirlerinde süregelen kırılganlıkların giderilmesi bakımından da kritik önemdedir. Aralık 2020'de, Türkiye'den Çin'e ilk ihracat treninin ulaşması, ticareti kolaylaştıran yeni bir güzergahın açılması bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Tren, Trans Hazar Doğu-Batı Orta Koridoru'nu Kars-Tiflis-Bakü demiryolu vasıtasıyla takip ederek, İstanbul'dan Xi'an'a sadece 12 günde ulaşmıştır.

Özetle, Kuşak ve Yol ile Orta Koridor Girişimleri, yalnızca Türkiye ve Çin arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için değil, bölgesel ve küresel istikrar, refah ve kalkınma için de eşsiz fırsatlar sunmaktadır.

Çin'in ülkemizdeki en büyük doğrudan yatırımı olan, 2 milyar Dolar'a yakın bedelle Çin devlet şirketi "State Power Investment Corp" tarafından işletilen Adana'daki Hunutlu Termik Santrali KYG işbirliği kapsamındaki diğer somut bir örnektir. Ekim 2022'de faaliyete geçen bu Santral, Şubat 2023'te yaşadığımız şiddetli deprem felaketinde sapasağlam ayakta kalmış, bölgedeki 4 milyon kişiye kesinti- siz elektrik tedariki sağlamaya devam etmiştir. Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma çabalarına katkı sağlayacak benzer projeleri yakın gelecekte de hayata geçirmeyi umuyoruz. Çin'in Türkiye'de KYG kapsamındaki yatırımlarını artırması, altyapı alanındaki bu birlikteliklerin ilerletilmesi, yüksek teknolojiyi haiz projelerin hayata geçirilmesi, "dijital dönüşümün" nimetlerinden kazan kazan temelinde faydalanılması, iş dünyasına doğrudan katkı sağlamanın ötesinde, Türkiye-Çin münasebetlerinin derinleştirilmesine de vesile olacaktır.

Türkiye, dinamik ve genç nüfusu, güçlü altyapısı, siyasi istikrarı ve lojistik imkânları ile Asya, Avrupa ve Afrika'nın buluştuğu bölgede en güçlü üretim kapasitesine sahip ülke olarak öne çıkmaktadır. 2003-2022 arası yıllık ortalama %5,4 büyüme oranına sahip Türkiye, 2022 yılı itibarıyla satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 11. en büyük ekonomisidir. Türkiye bugün yatırımcı dostu politikaları, geniş ve nitelikli insan kaynakları ve küresel pazarlara erişim sunan jeo-stratejik konumu sayesinde; çok uluslu şirketlerin üretim faaliyetlerinin, Ar-Ge merkezleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bölgesel bir güç merkezi haline gelmiştir.

Türkiye'de kümülatif uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişleri, 2003 yılından bugüne 250 milyar ABD Doları'nı aşmıştır. UDY girişlerinde başı çeken ilk dört sektör ise finansal hizmetler, imalat sanayi, enerji ve bilgi-iletişim teknolojileri olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'de üretim yapan yatırımcılar, ülkenin AB Gümrük Birliği üyeliği ve 20'den fazla ülkeyle sahip olduğu serbest ticaret anlaşması ağı, güçlü lojistik imkanları ve ticari ilişkileri sayesinde ürünlerini dünyanın dört bir köşesine ulaştırmaya devam etmektedir. Türkiye, küresel tedarik zincirlerindeki konumunu sağlamlaştırarak ileriye taşıyacak, katma değerli ve teknoloji odaklı yatırımları çekme hedefini sürdürmektedir. Tüm bu unsurların bir araya gelmesi, Türkiye'de dinamik bir ekosistem oluşmasına hizmet etmektedir.

Türkiye, BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda da uluslararası toplumla aktif bir işbirliği içerisindedir. 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için Paris İklim Sözleşmesi'ne imza atan Türkiye, elektrikli araçlar, yeşil enerji ve dijital teknolojiler gibi alanlarda diğer ülkelerle işbirliğine hazırdır. Türkiye, Çin'in mezkûr alanlarda kaydettiği ilerlemeye ve uluslararası ça- balara sağladığı katkıya değer vermekte, bu tür oyun değiştirici niteliği haiz stratejik alanların ikili işbirliğine dâhil edilmesi konusunda Çin ile birlikte çalışmayı arzu etmektedir.

Tarih, coğrafya, strateji, küresel dinamikler ve nihayet sağduyu Türkiye ve Çin'i daha yakın ve güçlü bir işbirliği- ne davet etmektedir. İlişkilerimizin her alanda derinleşerek gelişmesi, iki ülke halkının refah ve kalkınmasına hizmet edeceği gibi, bölgesel ve küresel barış, istikrarı ve kalkınma- ya da büyük katkı sağlayacaktır."

BİZE ULAŞIN