ABD’deki veri akışları yakından izleniyor

FED tutanaklarına göre yetkililerin büyük bölümü, faiz artışlarının devam etmesi gerektiği ve artışların boyutunun 25 baz puana düşürülmesinin doğru bir karar olduğu görüşünde. Kalıcı enflasyon sinyalleri nedeniyle 50 baz puanlık artış mesajı gelebileceğine dair piyasadaki korkuların yayımlanan tutanaklar sonrasında yatıştığı görüldü.
01.03.2023 14:13 GÜNCELLEME : 02.03.2023 00:00

ONURCAN BAL ABD'de şubat ayına ilişkin açıklanan öncü imalat PMI 46,9 seviyesinden 47,8 seviyesine yükseldi. İmalat PMI rakamı beklentilerin biraz üzerinde gerçekleşmesine karşın eşik değer (50,0) altında kalmaya devam etti. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 26 Şubat'ta yayınlanan sayısına aittir)

Öncü hizmet PMI rakamı ise şubat ayında 46,8 seviyesinden 50,5 seviyesine yükseldi. Böylece bileşik öncü PMI, hizmet PMI verisinin 47,2 olan piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesinin etkisiyle 50,2 olarak gerçekleşti. Geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri de FED'in daha fazla faiz artırımına gideceğine dair beklentilerin güç kazandığı bir ortamda yayınlanan FOMC tutanakları oldu. Son dönemde bazı FED üyelerinden gelen 50 baz puan faiz artırım söylemleri piyasalarda kafa karışıklığı ve endişe yaratırken, yayınlanan tutanaklarda böyle bir yönlendirmenin olup olmayacağı büyük bir merak konusuydu. Yayınlanan FOMC toplantı tutanaklarına göre katılımcılar, verilerin enflasyonun yüzde 2'ye doğru düşüş eğiliminde olduğuna dair güven verene kadar kısıtlayıcı politikanın sürdürülmesi gerektiğini ve bunun biraz zaman alabileceğini belirtti. Tutanaklarda ayrıca, neredeyse tüm yetkililerin faiz oranlarını 25 baz puan artırma konusunda hemfikir olduğu, birkaçının ise 50 baz puanlık daha büyük bir artıştan yana olduğu belirtildi. Öte yandan tutanaklarda ekonomik görünüme dair risklerin aşağı yönlü olduğu vurgulandı. Toparlayacak olursak, FED tutanaklarına göre yetkililerin büyük bölümü, faiz artışlarının devam etmesi gerektiği ve artışların boyutunun 25 baz puana düşürülmesinin doğru bir karar olduğu görüşünde. Kalıcı enflasyon sinyalleri nedeniyle 50 baz puanlık artış mesajı gelebileceğine dair piyasadaki korkuların yayımlanan tutanaklar sonrasında yatıştığı görüldü. ABD'de 2022/4Ç GSYH rakamı yüzde 3.2 seviyesinden tüketici harcamalarının zayıflamasıyla yüzde 2.7 seviyesine revize edildi. Son olarak cuma günü açıklanan ve FED'in yakından takip ettiği enflasyon göstergesi olan çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) ise ocak ayında yıllık yüzde 4.7 arttı. Bu veriye ilişkin beklenti yüzde 4.3 artış yönündeydi. Aylık olarak çekirdek PCE rakamı da yüzde 0.3 olan beklentinin üzerinde yüzde 0.6 arttı. Açıklanan veri enflasyonda beklenen gevşemenin henüz gerçekleşmediğine ilişkin sinyal verirken, FED'e ilişkin daha fazla sıkılaşma endişelerini de gündemde tutmaya devam etti.

FED'E YÖNELİK SIKILAŞMA ENDİŞELERİ ARTTI

ABD'de güçlü görünümünü sürdüren istihdam piyasası, sıkı seyreden işgücü piyasasının ücret maliyetlerini artırarak enflasyonist riskleri canlı tutması ve önceki hafta beklentilerin üzerinde açıklanan enflasyon rakamları FED'e ilişkin sıkılaşma endişelerini artıran gelişmeler oldu. ABD'de enflasyonun kalıcı olabileceğine dair artan endişeler ve FED'e ilişkin güç kazanan sıkılaşma beklentileri son dönemde küresel risk iştahını ve riskli varlıkları baskılıyor. Cuma günü açıklanan ve beklentilerin üzerinde gelen kişisel tüketim harcamaları verisi sonrasında FED'e ilişkin sıkılaşma endişeleriyle risk iştahındaki baskının ve hisse piyasalarındaki satıcılı seyrin devam ettiği görüldü. ABD'de kalıcı enflasyona işaret eden göstergeler sonrasında mevcut durumda piyasalar FED'in mart, mayıs ve haziran toplantılarında 25 baz puanlık faiz artırımlarına devam edeceğini ve politika faizini yüzde 5.25-5.50 bandına yükseltebileceğini fiyatlanıyor. Faizlerin daha fazla artacağına ilişkin beklentilerin yanında son gelen veriler ışığında faizlerin daha uzun süre yüksek seviyelerdeki seyrini koruyabileceği düşüncesi de güç kazanmış durumda. FED'in yanında diğer büyük merkez bankalarının da bu yılın ilk yarısında sıkılaşma adımlarını sürdürmesi öngörülüyor. FED'in ve diğer merkez bankalarının sıkılaşma adımlarını sürdürmesi ve enflasyondaki katılığın etkisiyle faiz oranlarının düşünülenden daha uzun süre yüksek seyrini koruması küresel ekonomilerdeki yavaşlamanın derinleşmesine ve yeniden resesyon korkularının artış kaydetmesine de neden olabilecektir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte merkez bankalarının kararları, enflasyon başta olmak üzere açıklanacak ekonomik veriler ile resesyon endişeleri küresel risk iştahı ve piyasalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. Yılın ilk yarısında nisan-mayıs aylarına kadar küresel çapta riskli varlıklarda dalgalı bir seyirle birlikte zaman zaman satıcılı bir seyrin öne çıkabileceğini kanısındayız. Bununla birlikte yılın ikinci yarısına doğru faiz artırım döngülerinin sonuna yaklaşılması ve mevcut endişelerin büyük oranda fiyatlamalara yansıtılmasının etkisiyle daha anlamlı toparlanmaların yaşanabileceğini düşünüyoruz.

TCMB 50 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİNE GİTTİ

23 Şubat Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın şubat ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı gerçekleşti. Yaşanan deprem afeti sonrasında piyasalarda TCMB'nin finansal koşulları desteklemek adına 100 baz puan faiz indirimine gideceğine dair beklentiler güç kazanmıştı. TCMB perşembe günkü toplantısında piyasa beklentilerinin altında 50 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini yüzde 9'dan 8.50 seviyesine çekti. 100 baz puan yerine 50 baz puanlık bir indirim tercih edilmesinin nedeninin ise dikkat çekilen enflasyonist riskler olduğunu söyleyebiliriz. TCMB'nin indirim sonrası para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğunu belirtmesi, faiz indirimlerine devam edilmeyeceği şeklinde yorumlanabilir. TCMB ek olarak yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendireceğini belirtiyor. Buna göre, TCMB'nin önümüzdeki günlerde bankaların fonlama maliyetlerini rahatlatmak ve kredi akışını desteklemek üzere düzenleyici adımlar atabileceğini düşünüyoruz.

YURTİÇİNDE BÜYÜME VE ENFLASYON VERİLERİ TAKİP EDİLECEK

Yurtiçinde 28 Şubat Salı günü 2022/4Ç büyüme ile 3 Mart Cuma günü şubat ayı enflasyon rakamı olmak üzere iki önemli veri akışını takip edeceğiz. Piyasadaki genel beklentiler Türkiye ekonomisinin 2022/4Ç'te yüzde 2.90 oranında büyüme kaydedeceği yönünde şekilleniyor. 2022 yılının ilk yarısındaki güçlü büyüme performansının katkısıyla 2022 yılı büyümesinin yüzde 5.25 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. 2022 yılının ikinci yarısında iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlama eğilimi dikkat çekerken, bu eğilimin 2023 yılında da devam edeceğini düşünüyoruz. Piyasadaki genel beklentiler de 2023 yılı büyümesinin 2022 yılına kıyasla yavaşlayarak yüzde 3 olarak gerçekleşeceği yönünde şekilleniyor. Büyüme verisinin ardından cuma günü enflasyon rakamları açıklanacaktır. Ocak ayı TÜFE rakamı aylık bazda yüzde 6.65 oranında piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde artış kaydederken, yıllık TÜFE baz etkisinin devreye girmesiyle yüzde 57.68 seviyesine gerilemişti. 3 Mart'ta açıklanacak şubat ayı TÜFE rakamının aylık bazda yüzde 3.20 oranında artış kaydetmesini ve baz etkisiyle yıllık TÜFE'nin yüzde 57.68 seviyesinden yüzde 55.30 seviyesine gerilemesini bekliyoruz. Piyasadaki medyan beklentiler ise TÜFE'nin aylık bazda yüzde 3.48 oranında artış kaydedeceği ve yıllık TÜFE'nin yüzde 55.68 olarak gerçekleşeceği yönünde şekilleniyor.

BIST-100 Endeksi'nde volatilite azalış kaydetti

Geçen haftaya yükselişle başlayan BIST-100 Endeksi'nde haftanın ilerleyen bölümünde dalgalı ve sıkışık bir seyir öne çıkarken, endekste volatilitenin önceki haftalara kıyasla azalış kaydettiği görüldü. Buna karşın bazı hisselerde endeksten bağımsız sert fiyatlamaların yaşandığı ve sektörel ayrışmaların etkisini sürdürdüğü takip edildi. BIST-100 Endeksi geçen haftayı %0,63 oranında oldukça sınırlı bir değer kazanımıyla 5.058,75 puandan tamamladı. Kısa vadede 5.000 puan üzerinde kalıcılık korunduğu sürece 5.078 – 5.110 ve 50 günlük basit hareketli ortalamayı (5.205) direnç olarak takip edeceğiz. Geçen hafta 50 günlük ortalama üzerindeki seviyeler test edilmesine karşın ortalama üzerinde günlük bir kapanış gerçekleşemedi. Bu nedenle endekste yükselişlerin güç kazanabilmesi için ilk olarak 50 günlük ortalama üzerinde günlük kapanışlara ihtiyaç olduğunu değerlendiriyoruz. Ortalama üzerindeki tutunmalarda güç kazanan alımlarla birlikte 5.264 – 5.320 seviyeleri ile devamında 5.400 – 5.440 bandı gündeme gelebilir. Bu seviyelerin de aşılması halinde 5.500 – 5.550 önemli bir direnç bölgesi olarak izlenecektir 5.000 puan altına sarkmaların yaşanması halinde ise 4.950 ve 4.870 seviyeleri kısa vadeli ilk destek noktalarıdır. Bu desteklerin kırılması halinde teknik görünümün zayıflama kaydettiği ve satışların hız kazandığı görülebilir. Bu durumda 4.750 – 4.690 – 4.601 ve 2 Şubat'ta test edilen 4.479 seviyesi gündeme gelebilir.

BİZE ULAŞIN