ALEV RİGEL Balkanlar, yeni bir savaş tehlikesi atlattı. Bölgede zor kazanılmış olan "kırılgan" barış, neredeyse yerini silahların konuşacağı ciddi bir felakete bırakacaktı. Sırbistan ve Kosova arasında gergin anların yaşandığı günlerde iki ülke sınırına askeri yığınak yapıldı, halklar karşılıklı tehditlerle huzursuz günler hatta aylar geçirdi. Bütün bunların sebebi neydi, biliyor musunuz? Motorlu sivil araç plakaları.
Bir "R" harfinin, eller tetikte uzun bir gerginliğe neden olması, anlaşılır birşey değil (Uzun bir gerginlik derken bir yıldan uzun bir süreden bahsediyoruz). Kosova'da yaşayan Sırplar, motorlu araçlarında KS (Kosovo) yazılı plakalar kullanıyor. Kosova ise bunu kabul etmiyor. Plakalarda RKS (Republic of Kosovo) yazılmasını talep ediyor. Burada önemli olan, Kosova'nın bağımsız bir cumhuriyet olduğunu vurgulamak. Kosova'yı tanımayan Sırplar ise bu isteğe karşı çıkıyor. Ayrıca Kosova'ya giriş yapan Sırplar, Sırp kimliklerinin yanı sıra Kosova için geçici belgeleri de sınırda göstermek zorundalar. Sırbistan buna da itiraz ederken, Kosova yetkilileri, Sırbistan'ın da Kosova vatandaşları için aynı zorluğu çıkardığını ve ek belgeler istediğini savunuyor. Kosova bunun bir misilleme değil, bir uygulamaya aynen karşılık vermek olduğunu vurguluyor.
YOLLARI KAPATIYORLAR
Ama mesele bu kadar basit değil. Kuzey Kosova'da yaşayan Sırplar, Kosova'nın yeni uygulamasını keyfi buluyor ve zaman zaman protesto olarak yolları kamyon ve TIR'larla kapatıyor. Kosova tarafı da Sırpların zaman zaman ateş açması nedeniyle sınır kapılarına kilit vurarak karşılık vermeye çalışıyor (Bir zamanlar Sırbistan'ın parçası olan Kosova, 2008'de bağımsızlığını ilan etti ve 100 kadar ülke tarafından tanındı. Tanıyan ülkeler arasında ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri de var. Tanımayanların başında ise Rusya, Çin ve Sırbistan bulunuyor).
NATO'nun Kosova'da 3 bin 700 kişilik barış gücü mevcut. Bu yıl ağustos ayında iki tarafın barış görüşmeleri çıkmaza girince NATO güçleri, önemli kavşak noktalarını tutarak çatışmaları önlemeye çalıştı. Askeri dengeler çok hassas. Sırpların yüzde 50'si Rusya'yı, diğer yarısı da Avrupa Birliği'ni destekliyor. Bu denge, her an bozulabilecek durumda. Rusya'nın Ukrayna'da savaşması, Sırpların Rusya desteğini yüzde 35'e düşürdü. Yine de Sırbistan, Batı'nın Rusya'ya olan ambargosuna katılmıyor. Böylece Rusya ile üç yıllık doğal gaz anlaşmasına imza atmayı başardılar.
Avrupa Birliği tarafına bakacak olursak. AB, Kosova ve Sırbistan'ı 10 yıldır barıştırmaya çalışıyor. Bir türlü de başarılı olamadı. Sırbistan da Kosova da Avrupa Birliği'ne kabul edilmeyi bekliyor. Ama İspanya, Yunanistan, Romanya, Slovakya ve Kıbrıs buna karşı çıkıyor. Bu durum da Rusya'nın Balkanlar'da daha nüfuzlu hale gelmesine neden oluyor.
DÜNYA SAVAŞI BURADA ÇIKMIŞTI
Avusturya-Macaristan imparatorluğunun varisi Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand ve eşi Hohenberg Düşesi Sophie, 28 Haziran 1914 günü, Bosna Hersek'e resmi bir ziyarette bulunuyorlardı. Bosna Hersek, 1908 yılında, imparatorluk tarafından ilhak edilmişti. Bu sıradan ziyaretin, bir dünya savaşına yol açacağı ve resmi rakamlara göre 14 milyon, gayriresmi olarak 20-23 milyon kişinin hayatını kaybedeceği, hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi (Bu savaş, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Birinci Dünya Savaşı adıyla anıldı).
Arşidük ve düşes, sabah erken saatlerde Saraybosna (Sarajevo) tren istasyonundan törenle alındılar. Altı otomobillik konvoy halinde yola çıkılacaktı. Günlerden pazardı. Çoğu güvenlik görevlisi izinliydi. İlk büyük hata, istasyon binası önünde yapıldı. Protokoldeki kişiler, yanlış araçlara bindiler. Güvenlik görevlileriyle şefleri ayrı araçlara düştü. Önce askeri bir tesisi ziyaret ettiler. Daha sonra belediye binasına geçmek üzere hareket ettiler. Kendilerini bekleyen büyük tehlikeden habersizdiler. Saraybosnalı Sırp milliyetçi Gavrilo Princip ve arkadaşları, yerlerini çoktan almıştı. Konvoy, ilk suikastçı Mehmedbasic'in önünden geçti. Yanında el bombası olan Mehmedbasic, birşey yapamadı. İkinci suikastçi Cabrinovic'in de el bombası vardı. Franz Ferdinand ve Sophie'nin bulunduğu otomobile bombayı fırlattı, ama bomba otomobilin körüğünden sekip arkadaki aracın altına düştü. 15 kişi yaralandı. Otomobil kullanılamaz hale geldi. Ne de olsa Princip ve arkadaşları amatördü. Paniğe kapılan Cabrinovic, siyanür alarak intihar girişiminde bulundu. Ama ölmedi. Sadece biraz kustu (İnorganik siyanür zehirliyken, organik siyanür ölümcül olmayabilir). Cabrinovic, yakındaki Miljacka nehrinde intiharı denedi. Mevsim yaz olduğundan nehrin suyu çekilmiş, sadece 15 cm derinliğinde su kalmıştı. Cabrinovic yine kendini öldürememişti. Güvenlik güçleri tarafından yakalanana kadar halk tarafından feci şekilde dövüldü. Diğer araçlar hızla olay yerinden uzaklaştı. Princip ve arkadaşları da birşey yapamadı. Konvoy, belediye binasına gidecekti ama misafirleri taşıyan otomobil, yanlış yöne sapınca sürücüyü uyardılar. Sürücü, geri geri gidip doğru yola girdiğinde kendini, farkında olmadan Princip ve arkadaşlarının önünde buldu. Suikastçı, otomobilin basamağına çıkarak yakın mesafeden arşidük ve düşese kurşun yağdırdı (Eskiden otomobillerde "marşpiye" de denen basamaklar olurdu). Princip, kendini de vurmaya çalıştı ama güvenlik güçleri müdahale etti. Princip, hedefinin Sophie olmadığını söylediyse de yargının kararı değişmedi, Cabrinovic ile birlikte 20'şer yıl hapis cezası aldı. Suikaste karışan 25 kişiden beşi idama mahkum oldu. Üçü infaz edildi. Dokuz kişi beraat etti. Diğer arkadaşları da değişik hapis cezaları aldı. Princip, hapiste üç yıl geçirdikten sonra hastalanarak öldü. Suikasta uğrayan arşidük ve düşesin bindiği, 1911 model Graef&Stift Double Phaeton otomobil, bugün Viyana'daki Askeri Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir (Graef&Stift, 1902-2001 arası faaliyet gösteren Avusturyalı otomobil, kamyon, otobüs ve troleybüs yapımcısıydı). Princip'in kullandığı Belçika yapımı FN Model tabanca da aynı müzede yerini almıştır. Princip'in hayatı ve olayla ilgili üç film çekildi. 1931 yapımı "1914" filminde Alman aktör Carl Balhaus, 1975 yapımı "Dünyayı Sarsan Gün" filminde Sırp oyuncu Irfan Mensur, Princip'i oynadı. 2014 yapımı "Sarajevo" adlı filmde de suikast anlatılmaktadır.
DAHA ÖNCE DE ÇATIŞTILAR
Kosova ve Sırbistan, 1998-1990 arası da çatıştı. Savaş, NATO kuvvetlerinin müdahale etmesi ve Yugoslav güçlerinin Kosova'dan çekilmesiyle sona erdi. Çatışmalar, bir yıl üç buçuk ay sürdü. 30 üyeli NATO içinden Türkiye dahil 14 ülke barışı sağladı. Anlaşma, Makedonya'nın Kumanovo kentinde imzalandı. NATO kuvvetlerinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin onayını almadan harekete geçmesi eleştirildi. Ancak bekleyerek daha fazla kan dökülmesine seyirci kalınamazdı. Savaştan sonra 13 bin 500'den fazla kişinin hayatını kaybettiği ya da kaybolduğu belirlendi.