PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Olağan seyrinde haftalık yazımı hazırlarken son dakika olarak geçen ve tüm oyun sektöründeki ticari süreci derinden etkileyecek olan haberle birlikte odak noktamızı değiştirdik. 25 Ekim 2022 tarihinde Valve Corp.'un sahibi olduğu Steam üzerinden yayıncılara bir mail gönderildi. Mail'de, 39 para biriminde yayıncıların süreçlerini kolaylaştıracak güncellemeye gidildiğine ilişkin bir mesaj paylaşıldı. Hemen ardından da döviz kurlarında değişiklikler meydana geldiği anlaşıldı. Aralarında, sterlin, euro, ruble, yen, rupi, won ve liranın da olduğu pek çok ülke, para birimine kur güncellemesi getirildi. Tüketicilerin döviz kurlarına karşı korunması için elinden gelen tüm mücadeleyi veren Steam, küresel çaptaki enflasyonist baskıya daha fazla dayanamadı gibi görünüyor. Bu sefer de yayıncıların negatif etkilenmeye başladığı süreç için yapılan güncelleme ile birlikte, bire bir olmasa da kurlarda önemli artışlar gerçekleştiği gözlemlendi.
STEAM BEKLEYEN GELECEK
E-spor organizasyonların sürdürülebilirliğini ve oyun endüstrisinin gelişimini borçlu olduğu Steam, pek çok anlamda hem oyuncuların hem de yayıncıların yanında yer alıyor. Döviz kurlarını yüzde 10'luk eş değerleri gibi düşük seviyelere kadar çekebilen firma, mevcut baskı altındaki süreci Türk lirası için yaklaşık dört buçuk katlık bir artışla devam ettireceğini duyurdu. Pek çok para biriminin benzer anlamda etkilendiği süreç, aslında bir türlü oyun sektörüne uğramayan küresel anlamdaki dar boğazı biraz daha net bir tabloya dönüştürdü diyebiliriz. Sadece Türkiye'de değil, pek çok farklı ülkede kullanıcıların tepkisine neden olan durumun, aslında pazarın mevcut durumunun yansıması olarak değerlendirilmesi daha doğru gibi görünüyor. Diğer yandan, pazarın satın alma süreçlerine yönelik noktalarında da Steam'i bekleyen farklı konular olduğu anlaşılıyor. Microsoft'un Xbox konsolu ile bilgisayar platformlarındaki oyunlar için çıkardığı abonelik sistemi, Game Pass'in Steam'e getirilmesine yönelik bir süreci olduğu biliniyor. TweakTown'dan Derek Strickland'in bu konu hakkında kaleme aldığı bir yazı var. Böylesine bir abonelik sisteminin aslında oyunların doğrudan satın alım sürümlerine ulaşma anlamında önemli olduğunu biliyoruz. Ama Strickland'in de söylediği gibi aslında Steam'in iş modeli ile uyum sağlayabilecek bir yapı kurulabilir mi, ona bakacağız. Verilere göre Game Pass'in yıllık gelirinin 2.9 milyar dolar seviyelerinde olduğunu aktarıyor. Bu anlamda bakıldığında önemli bir finansal yapının sisteme dahil edilmesi düşünülüyor olabilir. Zaten aynı haberde, Şubat 2022'de Valve'ın kurucusu Gabe Newell'ın Microsoft ile birlikte çalışmaya yönelik bir ışık yaktığı da aktarılıyor. Bu tür yatırım ortaklıkları, farklı iş modellerinin birliktelikleri genellikle oyun pazarında çok sık rastlanan konular. Türkiye'de çok sık rastlanmayan biçimde çok büyük yapıların farklı çok büyük yapılarla belirli noktalarda iş birliğine gitmeleri, önemli bir vizyon olarak karşımıza geliyor. Ancak tabii her zaman iş birlikleri de söz konusu olmayabiliyor. Bazen çok büyük isimlerin birbirleriyle olan mücadeleleri de gündeme gelmiyor değil. Epic Games üzerinden oyun pazarında buna örnek olabilecek bir rekabetin sinyalleri ortaya çıkıyor.
EPIC GAMES, APPLE VE GOOGLE İLE KARŞI KARŞIYA
Epic Games'in mobil oyun platformlarında tekel oluşturdukları gerekçesiyle karşısına aldığı Apple ve Google ile ayrı ayrı mücadelesine devam ediyor. Aslında, Valve Corp.'un Steam platformuna benzer bir yapıda kurulan Epic Store üzerinden, mobil platformlara da yönelik süreçleri odak noktasına alan bir yapı da kuruyor. Önümüzdeki haftalarda bu konunun daha da derinlerine ineceğimiz için şimdilik kısa bir dipnotla bitirelim. The Verge'ten Tom Warren'a göre Microsoft'un, Apple ve Google'ın elinde konumlanan mobil oyun pazarına yönelik bir hamle yapması bekleniyor. Bu noktada Epic Games ile yol alabileceğine yönelik bir işaret olabileceğini de dile getiriyor. Yani aslında daha önce Apple ile başlayan ve bugünlerde Google ile devam eden dava süreçlerinde, Epic Games'in farklı bir yol haritası çizebileceği görülüyor. Bu kadar kızışan bir pazarda, geçtiğimiz haftalarda değindiğimiz, Avrupa Birliği tarafından dile getirilen antitröst çabalara yönelik ifadelerin ne ölçüde bir işaret fişeği olma özelliği taşıdığı daha net anlaşılıyor. Pazar büyüdükçe, rekabet çok daha kızışacağa benziyor.
