Canon B2C Direktörü Nair: "Cep telefonları aslında bize hizmet ediyor"

Sosyal medya uygulamalarına olan bu tutku aynı zamanda fotoğrafçılığa olan tutkuyu da hareketlendirdi. Bu durum kamera satışlarına da yansıyor. Canon CMET B2C Direktörü Binoj Nair, "Cep telefonlarının hedeflerimize zarar verdiğini değil, aksine hizmet ettiğini düşünüyorum" dedi.
23.08.2022 21:25 GÜNCELLEME : 24.08.2022 00:00

PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Sosyal medya uygulamalarını kullanmak, insanlar için adeta temel bir ihtiyaç haline geldi. Sosyal medya uygulamalarına olan bu tutku aynı zamanda fotoğrafçılığa olan tutkuyu da hareketlendirdi. Kaliteli içerikler paylaşan kullanıcıların hem takip sayıları hem de etkileşimleri artıyor. İçerik paylaşımındaki rekabet ve uygulamaların değişen algoritmaları çoğu kullanıcıyı fotoğrafçılık öğrenmeye yöneltti. Birçok sosyal medya ünlüsü ve influencer daha kaliteli içerikler çıkarmak için kamera kullanmaya yöneliyor. Canon CMET B2C Direktörü Binoj Nair ile, fotoğrafçılığın sosyal medyaya etkisini konuştuk.

Fotoğraf ve baskı makinelerinin dünya ve Türkiye'deki pazar payı hakkında bilgi verir misiniz?

2022 yılının ilk altı aylık verilerine baktığımızda; trendlerin farklılaştığını görüyoruz. Tüketiciler kompakt kamera tarafında daha iyi ürünleri tercih ediyorlar. Satın alma aşamasında bir ürünün tüm özelliklerini dikkate alıyor, muadilleriyle karşılaştırıyor ve doğru bir üründe karar kılmak için ciddi bir ön araştırma yapıyorlar. Durum böyle olunca markalar yükselen talep karşısında ürünlerini güncelleştiriyor ve geliştiriyor. Örneğin; fotoğraf sever birisi daha iyi içerik üretmek için kaliteli lensleri tercih ediyor, destek ekipmanlarını almaktan çekinmiyor. Müşteri beklentisi ve alışkanlıklarındaki bu değişimlerin, görüntüleme teknolojileri tarafında iyi bir değer oluşturduğunu ve önümüzdeki birkaç yıl içinde büyüme trendinin devam edeceğini söyleyebiliriz.

Görüntüleme alanı dışında hizmet verdiğimiz baskı tarafında da pazarın büyüyeceğini öngörüyoruz. Bu alanda önemli bir oyuncuyuz. Şu anda tüketici tarafında yazıcılar için temel olarak inkjet baskı ve lazer baskıya odaklanıyoruz. Mürekkep püskürtmeli (inkjet) baskıya ev ofisler ile küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından büyük ilgi söz konusu. Bizim de bu alanda önemli bir ürün gamımız bulunuyor. Örneğin mürekkep püskürtmenin giderek daha önemli hale geldiğini görüyoruz çünkü mürekkep teknolojisi, insanların daha düşük maliyetle daha fazla baskıya sahip olmasını sağlıyor. Diğer tarafta, lazer baskı ürünleri teknolojisinde de Canon her zaman çok güçlü olmuştur. Lazerde siyah-beyazdan, tek fonksiyonlu ürünlere, renkli baskı cihazlarından çok fonksiyonlu ürünlere kadar geniş bir yelpazemiz var. Özellikle pandemiden sonra, bağlantının uygunluğunun, bulut yönetiminin, güvenlik konularının baskı tarafında daha önemli hale geldiğini unutmamak gerekir. Mevcut yazıcılarımız, müşterilerimizin aradığı tüm özelliklere sahip olup, Türkiye'de, ekonominin temel itici güçlerinden küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarına çözüm üretmemizi sağlıyor.

Cep telefonu rekabetine karşı neler yapılmalı?

Son zamanlarda en sık aldığım sorulardan biri bu. Görüntüleme tarafındaki trendler özellikle pandemi sonrası dönemde değişti. Artık hepimizin telefonunda kamera var ve her anımızı fotoğraflıyoruz. İnsanlar gün geçtikçe daha fazla fotoğraf çekilmenin yanı sıra sosyal medya uygulamalarında da paylaşıyorlar. Fotoğraf çektikçe içerik üretme merakları da artıyor ve daha kaliteli içerikler çıkarmak adına kameralara yöneliyorlar. Buradaki asıl önemli aksiyon ise var olan bu fotoğraf çekme ilgisini hobi haline getirip, yarar sağlayabilmek. Bu çerçevede her markanın iş stratejilerini gözden geçirmesi ve gerektiğinde değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu noktada sorulması gereken önemli soru, "tüketiciyle nasıl etkileşim kuracağız?" olmalı. Tüketicilerle düzenli olarak her zamankinden daha fazla iletişim kurmak çok önemli. Bu kapsamda Canon olarak; fotoğraf alanında hem yetişkinler hem de çocuklar ile sürekli iletişimde olmak adına çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Son olarak pandemi süreciyle birlikte bireysel olarak herkes içerik üreticisi oldu. Yemek yapanlar fotoğraflarını paylaştılar, evde kalmak zorunda olduğumuz dönemde edinilen hobilerini paylaştılar. Pek çok içerik üreticisi, bu işe telefonuyla başladı. Bir süre sonra devam etmek ve hem işlerini hem içeriklerini geliştirmek istediğinde telefonların yeterli olmadığını, daha iyi bir görüntüleme cihazına ihtiyacı olduğunu fark etmeye başladı. Hazırladığı içerikte anlatım ve ortam sesinin iyi duyulması ve görüntünün daha kaliteli olması gerektiğini fark etti. Saydığım tüm bu nedenlerden dolayı cep telefonlarının hedeflerimize zarar verdiğini değil, aksine hizmet ettiğini düşünüyorum.

Canon'un Türkiye'deki projeleri ve konumlandırması hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye bizim için en önemli ve öncelikli pazarlardan birisi. Canon Orta Doğu ve Türkiye bölgesel yapılanmamız sayesinde yatırım ve iş gücü anlamında kaynaklarımızı daha verimli kullanabiliyoruz. Türkiye; müşteri kitlesi, büyüklüğü ve nüfusu ile bu odağı yüzde yüz hak ediyor. Önümüzdeki dönem farklı yaş gruplarını hedeflediğimiz pek çok programı hayata geçireceğiz. Kullanıcılarımızla bir araya gelerek çok çeşitli alanlarda eğitimler vermek ve atölye çalışmaları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Ancak bizim için en önemlisi, kurumsal misyonumuz olan yeni nesil hikâye anlatıcılarını desteklemek, gençlerin, fotoğraf ve video aracılığıyla hikayelerini anlatmalarını ve seslerinin duyulmasını sağlamaya destek olmak. Bu kapsamda Türkiye'de de yakın zamanda farklı projelerimiz hayata geçmek üzere.

Pandemi sonrası tüketicinin fotoğraf ve baskı ürünlerine ilgisi nasıl?

Pandemi döneminde evden çalışma oranlarının artmasıyla online eğitim araçlarını daha da geliştirdik. Hem baskı çözümleri hem de görüntüleme alanlarında tüketicilerimizin taleplerini gözlemleyerek müşterilerimize farklı ürün ve hizmetlerle çözüm alternatifleri oluşturmaya çalışıyoruz. Örneğin, müşterilerimizin belge süreçlerini ve yazıcı filolarını yönetmelerine olanak tanıyan yazılım çözümlerimizle verimlilik ve kaliteyi artırmaya odaklandık. Bu ve benzeri çözümlerimiz ile müşterilerimizin pandeminin getirdiği değişimlere hızla uyum sağlaması ve ihtiyaçlarının maksimum verimlilikle karşılanmasını sağlıyoruz.

Satış trendlerine baktığımızda pandemi sürecinde evlere çok sayıda yazıcı alındığı için baskı pazarında önemli bir büyüme gördük. Örneğin; pandemi öncesi her 10 evde sadece bir yazıcı bulunurken pandemi sonrası baskı ihtiyaçları nedeniyle her 10 evin 8'nde yazıcı bulundurulmaya başlandı. Evler artık sadece bir ev olmaktan çıkıp muhtemelen küçük bir ofis oldu. Özetle, pandemi nedeniyle yazıcıların hane halkı penetrasyonu büyük ölçüde arttı. Artık insanlar evlerinde bir yazıcının bulunmasına alıştılar. İhtiyacın alışkanlığa dönüşmesiyle birlikte de önümüzdeki yıllarda baskı tarafında iyi bir gelecek görüyoruz.

Fotoğrafçılığın sosyal medyaya etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medya uygulamalarını kullanmak, insanlar için bir ihtiyaç haline geldi. Sosyal medya uygulamalarına olan bu tutku aynı zamanda fotoğrafçılığa olan tutkuyu da hareketlendirdi. Kaliteli içerikler paylaşan kullanıcıların hem takip sayıları hem de etkileşimleri artıyor. İçerik paylaşımının rekabeti ve uygulamaların algoritmalardaki değişimi çoğu kullanıcıyı fotoğrafçılık ve grafik programlarını öğrenmeye yöneltti. Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde çektiği fotoğrafın kaliteli olması için ekipmanlarını geliştiren, grafik programlarını araştıran ve kullanan yüzlerce fotoğraf sever bulunuyor. Bu işe cep telefonu ile başlayanlar profesyonelliğe yani fotoğraf makinesine geçiş yaptılar. Fotoğraf makineleriyle unutulmaz anları, özel günleri veya marka içeriklerini yüksek görüntü kalitesiyle ekrana yansıtabiliyorsunuz. Fotoğrafçılar çektiği fotoğraflarda kompozisyonu nasıl önemsiyorlarsa sosyal medyanın algoritmasını önemseyen içerik üreticileri de görsel içeriklerinin kalitesini önemsiyor. İyi bir fotoğraf makinesiyle çekilmiş bir içerik her zaman daha iyi bir etkileşim alacaktır.

BİZE ULAŞIN