ÜRÜN DİRİER Tek bir kot pantolonun üretimi için 10 bin 850 litre su harcandığını biliyor muydunuz? Ya da bir otomobilin her 1 dolarlık parçası için 80 litre, bir fincan kahve için 140 litre, bir kilo peynir için 5 bin litre, bir dilim ekmek için 40 litre su harcandığını... Su savaşları çoktan başladı. Akıllı ülkeler kendi su kaynaklarını korumak için, çok su harcayan gıda ve endüstriyel ürünleri ithal ediyor yani başka ülkelerden satın alıyorlar. Buna literatürde 'sanal su ticareti' deniyor. Anlaşılacağı üzere ihracat her zaman iyi bir şey değildir. Elde edilen maddi kazanç, tüketilen su kaynaklarını geri getiremeyecektir. İklim krizi kaynaklı, yakın gelecekte karşı karşıya kalacağımız kuraklık ve kıtlık, su kaynaklarının çok daha akıllı bir şekilde yönetilmesini zorunlu kılacak.
Hollanda Twente Üniversitesi Su Mühendisliği ve Yönetimi bölümünden Prof. Arjen Y. Hoekstra ve ekibinin tarım ve endüstride su kullanımı üzerine yaptığı araştırmaların sonuçları, tükettiğimiz her bir ürün için harcanan şaşırtıcı su miktarlarını gözler önüne seriyor. Peki nasıl oluyor? Şöyle anlatalım; bir fincan kahvenin içindeki kahve çekirdeklerinin ekilip biçilmesi, yetiştirilmesi, harmanı, toplanması, nakliyesi ve fabrikada işlenmesi sırasında tam 140 litre tatlı su harcanıyor. Buna su ayak izi deniyor. Yani siz kahve içmek için sadece bir fincan su harcadığınızı sanırken, aslında litrelerce suyu birkaç dakika içinde içip bitiriveriyorsunuz. Alışveriş krizine girip "Şunu da alayım bunu da alayım" derken uçup giden sadece cebinizdeki paralar değil. Küçük bir bluz için kullanılan pamuğun yetiştirilmesi ve işlenmesinde harcanan litrelerce tatlı su da buhar olup hatta daha kötüsü kirlenerek uçup gidiyor. Siz de dişlerinizi fırçalarken musluğu kapattığınız zamanlarda su tasarrufu yaptığınızı sanıp sadece vicdanınızı rahatlatıyorsunuz.
Suyun ayak izi kavramı Prof. Hoekstra tarafından ilk olarak 2002 yılında UNESCO-IHE (UNESCO- Su Eğitimi Enstitüsü) desteğiyle bilim çevresine tanıtılmış. 2008 yılında ise Twente Üniversitesi'ne bağlı olarak açılan waterfootprint.org sitesiyle devletlerin, üreticilerin ve sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekme çalışmalarına başlanmış. 2008 yılında meslektaşı Ashok K. Chapagain ile birlikte 'Globalization Of Water' adlı bir de kitap yayınlayan Prof. Hoekstra, katıldığı uluslararası konferanslarda ürünlerin etiketlerine 'su ayak izi' değerlerinin yazılması, ayak izi bedelinin fiyatlara eklenmesi, pamuk ve pirinç gibi çok su harcayan ürünlerin ithalatının yalnızca su sıkıntısı olmayan ülkelerden yapılması gibi çözüm önerileri sunuyor.
İHRACAT HER ZAMAN İYİ DEĞİLDİR
İthalat demişken konunun diğer önemli boyutuna da bir göz atalım. Şöyle ki bazı ülkeler tarım, tekstil ve endüstriyel ürünlerini kendileri üretiyor ve ihraç ediyorken, bazı ülkeler su gerektiren ürünleri devamlı ithal ederek kendi öz su kaynaklarından tasarruf ediyor. Bu da ihracat yapan ülkeler üzerinde ciddi bir su sıkıntısı yaratıyor. Özellikle Almanya, Avusturya, Bahreyn, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan, İrlanda, İsrail, Japonya, İtalya, Litvanya, Maritus, Hollanda, Norveç, Portekiz, Katar, Suudi Arabistan, İsveç, İsviçre ve İngiltere gibi ülkeler su izi fazla olan malların yüzde 50-80 oranını ithalatla karşılıyor. Bir kısmı bilinçli olarak kendi suyunu tasarruf etmek amacıyla gıda ve tekstilde ithalata başvuruyor. Buna literatürde "sanal su ticareti" deniyor. Sanal, çünkü bir ton buğday ithal eden ülke, bir ton buğday üretmek için kullanılan suyu da bedavaya getirmiş oluyor. Bu da ortada ciddi bir bencillik olduğunu gösteriyor. Üstelik bu ülkelerin hemen hepsi dünya ortalamasının çok çok üzerinde tüketim yapıyor. Zimbabwe, Zambia, Vietnam, Özbekistan, Türkmenistan, Tanzanya, Sudan, Srilanka, Afganistan, Arjantin, Bangladeş, Bolivya, Brezilya, Kamboçya, Kameron, Çad, Etiyopya, Gana, Endonezya, Kırgızistan, Mozambik ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler de yüzde 100'e yakın oranda kendi su kaynaklarıyla idare ediyor, neredeyse hiç tekstil ve tarım ürünü ithalatı yapmıyor. Amerika Birleşik Devletleri dünyada en çok su ayak izi tüketen ülke, fakat hepsini kendi kaynaklarından harcıyor. Bu anlamda Avrupa ülkeleriyle ayrışıyor. Su kaynaklarını doğru yönetebilecek pratiğe sahip olmadığı halde ihracat yapan az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler için durum oldukça vahim. Ülkeye giren dövizin tükenen su kaynaklarını tekrar yerine getiremeyeceği idrak edilemiyor. Sanal su ticareti kavramını literatüre sokan isim King's College London'dan İngiliz Prof. John Anthony Allan. School of Oriental and African Studies'te de ders veren Prof. Allan, literatüre kazandırdığı bu kavram ile 2008 yılında Stockholm Su Ödülü'ne de layık görülmüştü.
EN ÇOK AVRUPA VE ABD İZ BIRAKIYOR
Prof. Hoekstra, dünya sanal su ticaretindeki en büyük ihracatçıların Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Asya'nın çoğu ve orta Afrika olduğunu söylüyor. En büyük ithalatçılar ise Avrupa ülkeleri, Japonya, Arap ülkeleri ve Güney Afrika. Prof. Hoekstra'nın çalışmalarına göre en çok su ayak izi tüketen ülkeler Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri. ABD kişi başına yıllık 2483 metre küp su ile birinci sırada yer alıyor. Uluslararası ticarette en çok sığır eti, soya fasulyesi, buğday, kakao, kahve, pirinç ve pamuk alınıp satılıyor. Prof. Hoekstra dengesiz ihracat-ithalat ağından dolayı pek çok ihracat ülkesinin nehirlerin kuruması, yer altı ve üstü suların tükenmesi, göllerin kuruması ve tatlı su kaynaklarının azalması gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığını söylüyor. Kırmızı et yerine tavuk eti tüketmek, kahve yerine çay içmek, pamuklu kumaş yerine polyester giymek, pilav yerine patates püresi yemek dışında bireysel olarak bir şeyler yapmak da pek mümkün değil açıkçası. Prof. Hoekstra'ya göre tüketicilerin bilinçli hareket etmesi için üretici firmaların ve devletlerin desteği gerekiyor.
TÜRKİYE DE İHRACATÇI
Türkiye sanal su ihracatçısı ülkeler arasında yer alıyor. Harcadığı su ayak izi miktarının yüzde 85'ini kendi su kaynaklarından karşılıyor. Kişi başına düşen yıllık su ayak izi rakamı ise 1600 metre küp. Türkiye'nin tarım ürünü üzerinden yaptığı sanal su ihracatı yılda 9,81 Gm³, endüstriyel ürünle yaptığı sanal su ihracat oranı ise 1,07 Gm³. Su savaşları başlamadan önce suyu doğru yönetebilmek, başta üreticiler olmak üzere tüm sektörleri yakından ilgilendiriyor.
EN ÇOK SU AYAK İZİ OLAN ÜLKELER (m³/kişi başı/yılda) ( not: 1 m³= 1000 litre)
USA 2483
Yunanistan 2389
Malezya 2344
İtalya 2332
İspanya 2325
Portekiz 2264
Tayland 2223
Sudan 2214
Kıbrıs 2208
Libya 2056
Kanada 2049
Mali 2020
Papua Yeni Gine 2005
Senegal 1931
Malta 1916
Fransa 1875
Rusya 1858
Suriye 1827
Belçika 1802
Kazakistan 1774
Türkmenistan 1764
Benin 1761
Finlandiya 1727
Küba 1712
İsviçre 1682
İran 1624
Avusturya 1607
Almanya 1545
İsrail 1391
BAZI GIDA VE ÜRÜNLERİN SU AYAK İZİ DEĞERLERİ
1 kilogram kırmızı et 16.000 litre su
1 fincan kahve 140 litre su
1 kilogram mısır 900 litre su
1 kilogram pirinç 3400 litre su
1 kilogram buğday 1350 litre su
1 elma 70 litre su
1 bardak elma suyu 190 litre su
1 bardak bira 75 litre su
1 dilim beyaz ekmek 40 litre su
1 kilogram peynir 5000 litre su
1 kilogram tavuk eti 3900 litre su
1 adet pamuklu tişört 2700 litre su
1 yumurta 200 litre su
1 kilogram keçi eti 4000 litre su
1 adet hamburger 2400 litre su
Bir otomobilin her 1 doları için 80 litre su
Bir çift deri ayakkabı 16.600 litre su
1 portakal 50 litre su
1 adet A4 kağıt 10 litre su
1 kilogram patates 900 litre su
Bir kadeh şarap 120 litre su
1 bardak çay 30 litre su
1 kilogram şeker 1500 litre su
1 adet kot pantolon 10850 litre su
1 adet pedde 810 litre su
1 adet mikroçipte 32 litre su
1 litre süt 1000 litre su