ALEV RİGEL / Adı üstünde, Avrupa Birliği. Avrupa'nın büyük bölümünü bir çatı altında toplamak ve "tek ses" olarak birlikte hareket etmek üzere kuruldu. Altı üyeden 27 üyeye ulaşması 60 yıl sürdü. Zaman içinde adı birkaç defa değişti. Amaç, ABD'de ve Uzakdoğu'da oluşan ekonomik güçlerle rekabet edebilecek düzeye erişmekti. Bunda da başarılı oldular. Fakat koronavirüs yine işe karışacaktı. Artık tek vücut olamıyorlardı.
Salgın sırasında hiç bir üye, birbirine yardım etmedi. Sağlık bilgilerini, fonlarını, imkanlarını paylaşmadı. Her üye kendi başının çaresine baktı. Son olarak Almanya şansölyesi Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Avrupa ekonomilerini kurtarmak için önerdiği 500 milyar euro'luk (448 milyar sterlinlik) fon teklifleri de reddedildi. Paranın hibe olarak değil, borç olarak verilmesi gerektiği üzerinde tartışmalar yaşandı. Daha önce de AB bütçesi üzerinde anlaşma sağlanamamıştı. Her şeyden önce Birlik, Birleşik Krallık olmadan yoluna devam etmek zorundaydı. Bu da yedi yıl için 10 milyar euro'luk katkının olmayacağı anlamına geliyordu. Son olarak Almanya ve Fransa'nın teklifleri, "Tutumlu Dörtler" tarafından geri çevrilmişti. Bundan da anlaşılıyordu ki, AB içinde klikler vardı. Avusturya, Hollanda, Danimarka ve İsveç, kaynakların tutumlu harcanması gerektiğini ileri sürünce Birlik içinde, "Frugal Four" (Tutumlu Dörtler) olarak anılır oldular.
AZ MASRAF ÇIKARAN "TUTUMLU DÖRTLER"
Alman haber ajansı DPA (Deutsche Presse Agentur), Tutumlu Dörtler'in hem hibe olarak verilecek paraya hem de AB bütçesindeki artışa karşı olduğunu belirtiyor. Bu da, "Tutumlu Dörtler olmadan mali herhangi bir konuda uzlaşmaya varmanın pek mümkün görünmemesi" demek oluyor.
Aslında Tutumlu Dörtler, "Tutumlu Beşler" olarak ortaya çıkmış, resmi olmayan bir işbirliği. Beşinci ülke, Almanya idi. Öncü ülkeydi. Çünkü tarihindeki Hansa Ligi'ni yeniden hayata geçirmeye çalışmıştı. Yeni oluşum da "Yeni Hansa Birliği" olarak biliniyordu (Hansa Birliği, 1350 yılından 1860'a kadar 500 yıldan fazla süre faaliyetini sürdüren, Almanya'nın kuzeyinde ve yabancı ülkelerde ticaret yapan Almanların haklarını koruyan bir örgütlenmeydi). Almanya, Fransa'nın AB için 500 milyar euro'luk ekonomik kurtarma fonu önerisine katılınca, geçtiğimiz mayıs ayında Tutumlu Beşler'den ayrılmış oldu.
Diğer taraftan Avusturya şansölyesi Sebastian Kurz, İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte, Avrupa Birliği'nin gayrisafi ulusal hasılalarının en fazla yüzde 1'i ile bütçe oluşturulması gerektiğini vurgulamıştı (AB bütçesinde yüzde 1.074'lük bir artış öngörülüyor. Kabul edilmeyen oran, bu. Yüzde, 1.069'a indirildi ama yine kabul görmedi). Söz konusu bu ülkeler, AB'ye en az masraf çıkaran ülkeler. AB bütçesine daha fazla katkıda bulunmak istemiyorlar.
BAŞKALARI DA VAR
Acaba, Tutumlu Dörtler'den başka klikleşme var mı? Elbette var.
Bunlardan biri, Baltık Kongresi (Baltic Assembly). Estonya, Litvanya ve Letonya'dan oluşan bölgesel bir birlik. Uluslararası ekonomik, politik ve kültürel sorunlara ortak çözüm bulmayı hedefliyor. Fakat kongrenin kararları bağlayıcı değil. Tavsiye niteliğinde. Kongrenin bütçesini, üç üye ülkenin hükümetleri karşılıyor. Merkez, Letonya'nın başkenti Riga'da. Toplam altı milyondan biraz fazla bir nüfusu temsil eden kongre, 1990'da kuruldu. Estonya, Letonya ve Litvanya, 1918'de Rusya İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra bağımsız olmuşlardı. Ne var ki, İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği tarafından, uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhak edildiler. Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle 1990-1991'de tekrar bağımsız oldular.
KUZEYLİ BİRLİKLERİ
Bir başka gruplaşma: Kuzey Avrupa Konseyi (Nordic Council). Üyeleri, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç. Bunlardan Norveç ve İzlanda, AB üyesi değil. 1952'de kuruldu. Tarihlere bakacak olursak, Avrupa Birliği'nden bile daha eski. (AB, Roma Antlaşması ile 1958'de kuruldu). Konsey, ekim ve kasımda düzenlenen toplantılarla bölgesel sorunları tartışıyor. 87 üyenin katıldığı toplantılarda, Faroe Adaları, Grönland ve Aland Adaları gibi özerk bölgeler de temsil ediliyor.
Avrupa Birliği'nin klikleşmesine en iyi örneklerden biri de, kod adı NB8 olan Kuzey Avrupa-Baltık Sekizlisi. Danimarka, Estonya, Finlandiya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Norveç ve İsveç'in dahil olduğu, bölgesel işbirliği formatında faaliyetlerini sürdüren bir grup. Beş Kuzey Avrupa ve üç Baltık ülkesinden oluştuğu için NB5+3 olarak da bilinen grup, tarih boyunca birbirleriyle yakın ilişki içinde oldu. Bu Kuzey Avrupa ülkeleri, Baltık ülkelerinin NATO ve AB'ye entegrasyonuna yardım etti.
Kuzey Avrupa ve Baltık ülkeleri bugün, toplam 33 milyonluk nüfus ve iki trilyon dolara yaklaşan gayrisafi iç hasıla ile önemli bir ekonomik güç. Avrupa Birliği'nden bağımsız kararlar alıp uygulayacak kadar güçlü. 42 tarihi bölgesi, UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor ve bu da ülkelere turistik bir potansiyel kazandırıyor.
ORTA AVRUPALILAR DA GERİ KALMADI
Vişegrad Grubu'nu pek duymayız. Bu da, Orta Avrupa'dan dörtlü bir ittifak: Macaristan, Polonya, Slovakya ve Çekya (Çek Cumhuriyeti). Ekonomik, kültürel, askeri dayanışmanın yanı sıra enerji alanındaki işbirliği ile de tanınıyor. 1991'de Macaristan'ın şatoları ve kaleleriyle ünlü Vişegrad kasabasında kuruldu. Vişegrad'ın seçilmesinin sebebi, 1335 yılında Macaristan, Polonya ve Bohemya yöneticilerinin işbirliği için buluştuğu yer olmasıydı. Bugün Vişegrad Grubu'nu oluşturan ülkeler, Avrupa'da beşinci, dünyada 12'nci büyük ekonomiyi temsil ediyor. Kişi başına düşen gelirler Çek Cumhuriyeti'nde 41 bin, Macaristan'da 36 bin, Polonya'da 35 bin, Slovakya'da ise 38 bin ABD Doları.
Böyle bir Avrupa, nasıl her konuda uzlaşsın, nasıl ortak karar alsın, nasıl karmaşık konularda 27 üyenin tamamını ikna edebilsin?
Kömür ve çelikten günümüze
Avrupa Birliği'nin temelini, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, kömür ve çelik sektörünü güçlendirmek ve barışı sürdürmek amacıyla 1951'de kurulan "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" oluşturur. Bu topluluk, 1951'de Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya arasında imzalanan Paris Antlaşması ile kuruldu. Roma Antlaşması ile Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom) da entegre edildi ve bu anlaşmayla, aynı tarihte Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kurulmuş oldu. 1958'de yürürlüğe giren Roma Antlaşması, üye ülkeler arasında önce gümrük birliğini, (malların gümrük vergisi ödenmeksizin üye ülkeler arasında serbestçe alınıp satılmasını) öngördü.
Bu yapının oluşturulmasının öncüleri, Fransız Planlama Teşkilatı Başkanı Jean Monnet ve Dışişleri Bakanı Robert Schuman'dı. Roma Antlaşması'nda tarım, ulaştırma, rekabet gibi diğer birçok alanda ortak politikalar oluşturulması, ekonomik ve parasal birlik kurulması, güvenlik politikası oluşturulması gibi konular da vardı. Belirtilen bu amaçlara, süreç içerisinde daha sonra imzalanacak diğer anlaşmalarla aşamalı olarak ulaşıldı. Maastricht Antlaşması (1992), Amsterdam Antlaşması (1999) ve Nice Antlaşması (2003) sonrasında Avrupa Birliği, bazı üyeler dışında parasal birliğe girdi, Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası'nı benimsedi.