AB'ye ihracat yapana karbon vergisi
Elin Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Arda Yalı, Türkiye'nin elektrik üretiminde tamamı yerli ve yenilenebilir olan enerjinin payının 2035'te iki kata çıkarak yüzde 73,6 olacağına dikkat çekerek, "AB'in yeşil enerji üzerinden yapacağı gümrük kontrollerine ve ithalat engellerine yönelik hazırlık yapan sanayicimiz kendini bu sürece adapte etmek üzere güneş enerjisi santralleri ile üreten tüketici-prosumer olmaya yöneliyor" dedi.
Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir olan enerjinin payının artması için iklim krizine karşı tarihi bir noktada olduğumuzun anlaşılmasının önemine dikkat çeken Yalı, "AB'in yeşil enerji üzerinden yapacağı gümrük kontrollerine ve ithalat engellerine yönelik hazırlık yapan sanayicimiz kendini bu sürece adapte etmek üzere güneş enerjisi santralleri ile "üreten tüketici-prosumer" olmaya yöneliyor. Türkiye 2021'de pandemi öncesine göre elektrik talebinin en hızlı arttığı 4. ülke ve Türkiye'nin, enerji talebindeki artışı yenilenebilir enerjiden karşılama oranı artmalı" diye konuştu.
"Yılda 2 milyar Euro sınırda karbon vergisi öngörülüyor"
Kömür kullanımındaki artışa rağmen yenilenebilir enerji kaynaklarının 2021'de küresel elektrik üretiminde kömürden daha yüksek bir pay sağladığına da işaret eden Elin Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Arda Yalı, şu bilgileri verdi: "Yenilenebilir enerjiye dayalı üretim, 2021'de 8.000 TWh'yi aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını Karbon Nötr hale getirmeyi hedefleyen AB, Sınırda Karbon Düzenlemesiyle, "kirleten öder" mantığıyla Karbon Vergisi ihdas etti. Kriterlere uyulmaması halinde, 2026'dan itibaren yılda 2 milyar Euro olmak üzere, 2050'ye kadar yaklaşık 60 milyar Euro Karbon Vergisi ödenmesi öngörülüyor. Bunun için iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji ile yeşil dönüşüm konularında toplumda ve işletmelerde farkındalık oluşturmak için çalışmaktayız. Elektrik üretimindeki dönüşümün gerçekleşmesi için harekete geçilmeli ve iklim krizinin yarattığı ekolojik, ekonomik ve toplumsal sorunlar göz önüne alınmalıdır. Kömürden yenilenebilire doğru planlı geçiş bir an önce ivme kazanmalıdır. İklim krizine karşı tarihi bir noktada olduğumuzun görülerek eylem ve kararların buna göre alınması çok önemlidir."
"İddialı bir emisyon azaltım stratejisi ortaya konmalı"
Paris Anlaşması'nın onaylanması ile birlikte açıklanan 2053 net-sıfır hedefi ile artık iddialı bir emisyon azaltım stratejisini ortaya koymasının önemine dikkat çeken Yalı, "Bu stratejinin en önemli parçasını ise kömürden çıkış oluşturuyor. Bu adım aynı zamanda, küresel iklim hedefleri doğrultusunda değişen rekabet koşulları altında Türkiye'nin ticaret partnerleri karşısındaki konumunu korumasına ve hatta geliştirmesine de katkı sağlayacak. Bu adımın atılmasında geç kalınması ise ekonominin tümüne yayılacak bir atıl varlık riskini de beraberinde getirecek. Yeni uygulamaya göre ihracatçıların ülkelerinden Sınırda Karbon Uygulaması sertifikası almaları ve her yılın 31 Mayıs'ında, önceki sene AB'ye ihraç ettikleri ürün tonu ve yarattıkları sera gazı emisyonunu ibraz etmeleri gerekiyor. Teknik olarak AB'ye ihraçta bulunan tüm AB dışı ülkeler vergi sistemine tabi olacak. Kömürden çıkılmasının elektrik piyasa fiyatına etkisi simülasyonun ortalarında artsa da kömürden çıkış senaryosu altında devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesi sayesinde bu fark giderek azalacak ve 2035 yılında mevcut durum senaryosu ile neredeyse eşitlenecek. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmak için yapılması gereken en etkili ve kolay adım kömürden vazgeçmek. Avrupa'da son 5 yıl içinde 20 ülke kömürden çıkmayı taahhüt etti" diye konuştu.