PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Enerji arz güvenliğine ve alternatif enerji sistemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacak ilk müstakil elektrik depolama tesisi yatırımı hayata geçiyor. Enerji ve teknoloji alanında stratejik çözümler sunan Kontrolmatik Teknoloji'nin yüzde 100 iştiraki Progresiva Enerji Yatırımları AŞ, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından elektrik enerjisi ve kapasitesi ticareti yapmak üzere tedarik lisansı aldı. Progresiva ESS-1 müstakil enerji depolama tesisinin ilk 12 ay dizayn ve çevresel etki değerlendirme (ÇED) çalışmalarının yapılması, sonraki 18 ay içerisinde de kurulumun tamamlanmasıyla toplam iki buçuk yıl içinde faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasıyla önümüzdeki dönemde elektrik depolama yatırımlarının da artması bekleniyor. Özellikle güneş ve rüzgar YEKA'larda (yenilenebilir enerji kaynak alanları) açıklanan şartnamelerde depolama teknolojisine izin verilmesiyle bu yatırımlarının daha da hızlanacağı vurgulanıyor. Elektrik depolama yatırımlarını enerji dönüşümünün yeni yıldızı olarak ifade eden sektör temsilcileri, bu yatırımları güvenli ve dışa daha az bağımlı bir enerji politikası için ulusal şebekelerin "olmazsa olmazı" olarak görüyor. Sektör temsilcileri, depolama yatırımlarına ilginin yatırıma dönüşmesi için maliyetlerin biraz daha düşmesi gerektiğine, bazı yönlendirici ve destekleyici teşviklere ihtiyaç olduğuna işaret ediyor.
ARBİTRAJ İMKANI SAĞLAYACAK
Elektrik piyasasının daha da derinleştireceği ifade edilen elektrik depolamaya ilişkin ülke mevzuat altyapısı geçen yıl tamamlandı ve elektrik üretim santralleri, tüketim tesisleri veya bunlardan bağımsız olarak kurulacak elektrik depolama tesisleri için başvuru süreci, 21 Ekim 2021 itibarıyla başladı. Piyasaya yeni oyuncuların girmesinin beklendiği bu yatırım alanı, ulusal şebekeye katkı sağlayacak. Elektrik depolama tesisleri ile piyasada faaliyet gösteren şirketlere fiyat değişiminden dolayı arbitraj imkanı sağlanmış olacak. Başka bir deyişle piyasa fiyatlarının düşük olduğu dönemlerde depolanan enerjinin piyasa fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde ticareti yapılabilecek. Elektrik depolama tesislerinin ticari olarak yan hizmetlere katılımı da mümkün olacak. Şunu da hatırlatalım, müstakil elektrik depolama tesisi için 2 MW'dan az olmamak kaydıyla tedarik lisansı alarak, lisanslı tesisler için elektriksel kurulu gücü kadar miktar için lisans tadiliyle veya önlisans almak koşuluyla lisanssız tesisler için kurulu gücü kadar olmak kaydıyla lisanssız yönetmeliğinin 5.1 ç kapsamındaki tesisler depolama tesisi kurabiliyor. Ayrıca dağıtım şirketleri şebeke iyileştirmesi için EPDK'nın uygun bulması durumunda, üniversite teknoloji geliştirme bölgeleri ve endüstri bölgeleri ise deneysel olarak 1 MW'a kadar tesis kurabiliyor.
Bu arada depolama yatırımlarında batarya teknolojileri ön plana çıkıyor. Türkiye'de halen yapımı devam pil/batarya üretim fabrikalarının bu alanda verimliliği en yüksek son teknolojileri Türkiye'ye de taşıyacağını belirten Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök, GÜYAD'ın üyelerinden Kontrolmatik'in Ankara'da inşasına başladığı fabrikanın yanı sıra Aspilsan'ın Kayseri'de inşası süren fabrikalarının bu alanda önemli örnekler olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE'DE İLK…
Kontrolmatik Teknoloji'nin iştiraki Progresiva Enerji'nin İstanbul Silivri'de kuracağı Lityum-İyon Enerji Depolama Tesisi 250 MW bağlantı gücüne ve 1.000 MWh toplam enerji depolama kapasitesine sahip olacak. Enerji depolama tesisi faaliyete geçtiğinde, alanında Türkiye'de ilk, dünyada ise sayılı uygulamalardan biri olacak. Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan'ın verdiği bilgiye göre 400 kV GIS trafo merkezi vasıtasıyla ulusal şebekeye bağlanacak olan Müstakil Lityum-İyon Enerji Depolama Tesisi, toplam dört saatlik bir depolama ile 1000 MWh depolama kapasitesine ulaşabilecek. Tesis aynı zamanda anlık olarak maksimum 250 MW kapasite ile şebekeye enerji verebilecek ya da sistemden batarya grubuna depolama yapabilecek. Aslanhan, "Ulusal şebekeye bağlanmak ve enerji alış-verişini sağlamak için 400 kV gerilim seviyesine sahip bir gaz izoleli (GIS) trafo merkezi de ayrıca kurulacak. Ayrıca dengeleme, primer frekans kontrol, sekonder frekans kontrol gibi yan hizmetlerde de faaliyet gösterecek olan tesisimizin, bölgenin daha stabil enerji altyapısına sahip olmasını hedefliyoruz" dedi.
ANAHTAR TESLİM ÇÖZÜMLER SUNACAK
Enerji depolama sistemlerini, enerji sektörünün geleceği olarak gördüklerini ve sürdürülebilir, karbon-nötr ve yeşil bir gelecek için en uygun teknolojinin bu olduğuna inandıklarını söyleyen Aslanhan, bu yılın başında Ankara Polatlı Organize Sanayi Bölgesi'nde temelini attıkları ve yılsonunda ilk fazının faaliyete geçmesini planladıkları Türkiye'nin ilk özel sektör lityum-iyon batarya hücresi ve enerji depolama sistemleri fabrikası ile enerji sektörünün geleceğine yatırım yapmaya devam ettiklerini vurguladı. Aslanhan, yüzde 100 Kontrolmatik iştiraki olan Pomega Enerji Depolama Teknolojileri A.Ş'nin, ilk fazı olan 350 MWh teorik kapasitenin 2022 sonunda devreye alınmasıyla, sadece Türkiye'de değil, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa'da da artan taleplere karşılık vereceğini belirtti. Burada üretilen bataryaların ayrıca kendi yatırımları olan müstakil enerji depolama tesisinde kullanılarak, kendi ekosistemlerini tamamlamayı hedeflediklerini söyleyen Aslanhan, şunları kaydetti:
"Pomega Enerji Depolama Teknolojileri A.Ş. olarak lityum-iyon batarya hücresinden başlayarak batarya modülü, raf tipi depolama sistemleri, konteyner tipi enerji depolama sistemleri, ev tipi uygulamalar gibi farklı ölçekteki projelere özel anahtar teslim çözümler sunacağız. Burada hem üretim hem uygulama hem de satış sonrası servis hizmetlerimiz ile enerji depolama sistemleri için tam entegre bir ekosistem kuruyoruz. 100 dönüm arazide ilki 350 MWh teorik kapasiteli üç faz ile üç yılda etap etap tamamlanması planlanan fabrikada, tüm kapasitelerin devreye alınmasıyla 1 GWh kapasitenin üzerine çıkmayı hedefliyoruz."
"HIZLICA YOL ALINMALI"
Şimdi de enerji arz güvenliği ve yeşil dönüşüm noktasında elektrik depolama yatırımlarının önemine bir göz atalım. Enerji arzında sürdürülebilirliğin her ülke için stratejik önemde olduğunun altını çizen Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye gibi birincil enerji kaynaklarında yüzde 70'in üzerinde dışa bağımlı olan bir ülkede bu önemin derecesinin daha da arttığını vurguladı. Rusya-Ukrayna savaşının Almanya başta olmak üzere AB ülkelerini Rus gazına bağımlılığı azaltma yoluna ittiğine işaret eden Kalaycı, "Mevcut jeopolitik konjonktür, ülkelerin yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yönelmelerinde tahrik edici bir unsur olarak görülmeli. Bu kaynaklardan üretilen ve depolanan her birim enerji, hidrokarbon kaynakların daha az tüketilmesi, dolayısıyla bağımlılığın azalması anlamına geliyor" dedi.
GÜYAD Başkanı Cem Özkök ise yeşil dönüşümün başarılı olması için bugün genellikle doğal gaz santralleri tarafından üstlenilen "baz santral" rolünün, depolama teknolojileri yoluyla yenilenebilir enerji santralleri için de geçerli olması gerektiğini vurguladı. Yenilenebilir enerji üretim santrallerinin artmasının çok kritik bir konu olduğunu dile getiren Özkök, en az bu artış kadar önemli olan bir diğer noktanın depolamada hızlıca yol alınması olduğunu kaydetti.
"MALİYETLER BİR MİKTAR DAHA DÜŞMELİ"
İklim hedefleri dolayısıyla yenilenebilir enerjinin gün geçtikçe daha fazla önem kazandığını söyleyen Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, yenilenebilir enerji yatırımlarının toplam enerji üretimi içindeki payının artması ve bir nevi "baz güç" haline gelebilmesi adına teknolojik gelişime paralel olarak depolama yatırımlarının artırılmasının zorunlu olduğunu dile getirdi. Erden, "Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin arz güvenliğini sağlamaya daha fazla yardımcı olabilmesi için depolamada maliyetlerin bir miktar daha düşmesi ve kullanımının yaygınlaşması gerekiyor. Depolama teknolojilerini, yenilenebilir enerji sektörüyle paralel ilerleme göstermesi gereken bir alan olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Erden, yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan şirketlerin yanı sıra, üretim yatırımı olmayan bağımsız yatırımcıların da elektrik depolama yatırımı yapmak isteyebileceğini kaydetti.
İLGİ BÜYÜK…
ENSİA Başkanı Kalaycı, depolama yatırımlarına ilginin olduğunu, ancak bu ilginin daha fazla yatırıma dönüşmesi için bazı yönlendirici ve destekleyici teşviklere ihtiyaç olduğunu kaydetti. Depolama tesislerinde yatırımcılara "nakdi destek yapılmalı" diye bir taleplerinin olmadığını belirten Kalaycı, "Depolama yatırımları olan yatırımcılar eşitler arasında öne çıkabilir, ürettiği elektriği satın alırken bonus sağlanabilir" dedi.
Üretim ve depolamanın birbiri ile eşleşen homojen bir yapıda kurgulanması gerektiğini söyleyen Kalaycı, 'extension' olarak adlandırdıkları, devreye alınmış projelerin kapasite artışı yatırımlarında, depolamaya ilişkin tesis yatırımlarının zorunlu hâle getirilebileceğini ve ilk aşamada tesisin kurulu gücünün belli bir oranı kadar depolama kapasitesi kurulabileceğini ifade etti. Bundan sonra açılacak YEKA ihalelerde depolama zorunluluğu getirilebileceğini dile getiren Kalaycı, depolama yatırımı yapan bir yatırımcının eşitler arasında birinci olabileceğini ifade etti. Kalaycı, "Depolama tarafında gerek yenilenebilir enerjiye yatırım yapan firmalar nezdinde gerekse bağımsız olarak depolama yatırımı yapmak isteyen firmalarda ciddi bir hareketlilik söz konusu" diye konuştu.
TÜREB Başkanı Erden, RES ve GES YEKA'lar ve yeni yenilenebilir santral yatırımlarının hızla artmasıyla birlikte bu alandaki yatırımların da artacağı görüşünde. Halihazırda Ankara, Kayseri gibi Türkiye'nin farklı illerinde batarya fabrikaları kurulduğuna işaret eden Erden, "Bu ekipman arzını kolaylaştıracak bir gelişme. Öte yandan yenilenebilir yatırımların da artması ve özellikle YEKA'larda açıklanan şartnamelerde depolama teknolojisine izin verilmesiyle beraber bu yatırımların da hızlanması beklenen bir durum olacak" dedi.
"ÖZEL FİNANS ÇÖZÜMLERİ BEKLENİYOR"
Sami ASLANHAN / Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı
Güvenli ve dışa daha az bağımlı bir enerji politikası için de enerji depolama sistemleri ulusal şebekelerin 'olmazsa olmazı'. Kendini ispat etmiş ve küresel olarak sürekli artan enerji depolama çözümleri sayesinde yakın gelecekte bu sistemlerin yurt içi ve yurt dışı uygulamalarını daha fazla göreceğiz. Enerji depolama sistemlerinin birçok uygulama şekli var ve her biri kendi içerisinde farklı dinamiklerle gelir modellerine sahip. Küresel ölçekte düşmeye devam eden enerji depolama maliyetleri ile bugün kendini ispat etmiş teknolojiler, artık daha fazla uygulanıyor ve finansal açıdan da kurumlarca destekleniyor. Paris İklim Anlaşması ile 2050'ye kadar karbon-nötr olma hedefi var ve sadece ülkeler değil, şirketler de daha sürdürülebilir bir altyapıya sahip olmak için tüm süreçlerini gözden geçiriyor. Bu sistemlere yatırım yapacak şirketlerin beklentileri ise atılan bu adımların finans kuruluşları ile daha çok desteklenmesi. Bununla ilgili gelişmeler olsa da büyük ya da küçük ölçekli tüm enerji depolama sistemleri yatırımlarına özel finansal çözümleri bekleniyor.
"PROJELER KENDİNİ DÖRT-BEŞ SENEDE AMORTİ EDEBİLİR"
Alper KALAYCI / Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı
Depolama konusu, başta rüzgar enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerjinin her disiplininde yatırım yapan yatırımcıların gündeminde. Elektrik alım garantilerinin dolar bazlı olduğu YEKDEM kapsamında olan ve ürettiği enerjiyi döviz bazlı tarifeden sisteme veren yatırımcılar için bu konu, acil bir ihtiyaç değil. Ancak bildiğiniz gibi döviz bazlı bu sistem 1 Temmuz 2021 itibarıyla sona erdi ve TL tarifeye geçildi. YEKDEM'de 10 yıllık süreyi dolduran santraller de aşama aşama sistemden çıkacak ve TL tarifesine dönecekler. Bu süreçte depolama yatırımlarının daha da önem kazanacağını söyleyebiliriz. Bir rüzgâr santraliniz varsa, elektrik fiyatının düşük olduğu gece yarısı ürettiğiniz enerjiyi depolayın, gündüz elektriğin pahalı olduğu saatlerde sisteme verin. Bu şekilde projeler kendini dört-beş senede amorti edebilecek. Depolamada rekabet arttıkça elbette fiyatlar da düşecek.
"GLOBAL ENERJİ PİYASASINDA ZARLAR YENİDEN ATILDI"
Cem ÖZKÖK / Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı
Yenilenebilir enerji ve depolama yatırımları birbirini destekleyen yatırımlar. Henüz depolama yatırımları beklendiği maliyet seviyesine ulaşmadı, ancak maliyetlerin düşürülmesi için birçok teknoloji şirketi çalışmalarda bulunuyor. Son zamanlardaki global ekonomik ve politik çalkantıların yanı sıra yatırım iklimini tümüyle bozan kararlar üst üste gelmeye başladı. Bunlar; lisanssız üretimlerde mücbir sebep durumlarını hiçe sayarak tüketim olmaması nedeniyle yapılan üretimin tümüne el konulması, mekanik kapasitenin tümü kullanılarak yapılan üretimlerin karşılığı yapılan ödemelerin, işlem döneminde yürürlükte olmayan bir mevzuata dayanılarak faizi ile geri tahsili. Üstelik kaynakta kesme şeklinde. Dağıtım bedellerinin 10 sene boyunca indirimli uygulanacağına ilişkin kararın bir gün EPDK Kararı ile kaldırılması, Elektrik Piyasası Kanunu 17'nci maddesine eklenen 11'inci fıkra ile EPDK'ya 'destekleme bedeli belirleme' ve bu bedeli üretim maliyeti düşük üreticiden karşılanması yetkisi verilmesi gibi… Bu durumlar finansörlerin piyasaya güvenini temelden sarstı. Geldiğimiz noktada global enerji piyasalarında zarlar yeniden atılmış durumda. Oyuncular ve eşleri yeniden belirleniyor.
"YATIRIMLARIN HIZLANMASI VERİLECEK TEŞVİKLERE BAĞLI"
İbrahim ERDEN /Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye'de rüzgar enerjisi ile lisanslı ve lisanssız güneş enerjisine dayalı atıl kapasite miktarının takriben 2 bin 500 MW seviyesinde olduğu dikkate alınırsa ilk aşamada bu atıl kapasite vasıtasıyla üretilen fakat kullanılamayan enerjinin depolanması gerektiği düşünülebilir. Fakat yatırımların hızlanması düşecek maliyetlere veya verilecek teşviklere bağlı. Dünya çapında bir teknik danışmanlık şirketinin yaptığı çalışmaya göre depolama teknolojisi için seviyelendirilmiş maliyet şu anda 150 USD/MWh civarında öngörülüyor. Ülkemizde depolama teknolojinin yaygınlaşması için yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı tesisler için YEKDEM kapsamında uygulanan teşviklere benzer teşvikler uygulanabilir, bu sayede daha hızlı bir teknolojik yayılım ve kurulumlar görülebilir.