İhracatı lüks markalar sürüklüyor
PARA ARAŞTIRMA/ ÖZBEY MEN Dünyada hazır giyim üretiminde dördüncü sırada yer alan Türkiye, dünyaca ünlü markaların en önemli üretim üslerinden. Başta İtalya ve İspanya olmak üzere Avrupa ve ABD'nin neredeyse tüm perakende zinciri ve alım grubu üretiminin önemli bir kısmını Türkiye'de yaptırıyor.
Bilindiği gibi Avrupa'da yaşanan resesyon hazır giyim sektörüne de yansımış durumda. Yılbaşından itibaren büyük bir çıkışa geçen ihracat, son birkaç aydır gerileme sürecine girmiş vaziyette. Ancak Avrupa'daki resesyon ve yüksek enflasyona rağmen bazı markaların alımlarında artış sürüyor. Hazır giyim ihracatını da sürükleyen bu markalar; Gucci, Prada, Massimo Dutti, Gant, Lacoste, Polo Ralph Lauren gibi Premium olarak adlandırılan lüks markalar. Bu markaların alımlarında azalma olmadığını belirten hazır giyim üretici ve ihracatçıları, üst gelir grubuna hitap eden bu markaların alımlarını önümüzdeki aylarda da sürdüreceklerini belirtiyorlar.
"SİPARİŞLERİ KASIMDA BELLİ OLUR"
Pameks Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Karahasanoğlu, Premium markette kışlık siparişlerin ağustos sonunda yüklendiğini söylüyor. Bu pazarda yer alan firmaların siparişlerinde gerileme olmadığını vurgulayan Karahasanoğlu; Zara, Mango gibi markaların yer aldığı fast fashion tarafında ise kışlık siparişlerin yeni yeni konuşulmaya başladığını söylüyor. Bu grupta yer alan markaların kışlık alımlarını kasım ve aralık aylarında yapacaklarını hatırlatan Karahasanoğlu, "Konuşulanlardan örnek verecek olursak, orada da siparişlerin artması yerine bir miktar düşüş öngörülüyor. Primark, H&M gibi mass market tarafında da siparişlerde bir artış görülmüyor. Bu marketlerde yer alan markaların siparişleri sabit. Siparişlerinde artış olup olmadığını görmek için kasım ayını görmek gerekiyor" şeklinde konuşuyor.
STOK YAPMAKTAN KAÇINIYORLAR
Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, Avrupalıların önümüzdeki kış Rusya'dan hiç doğalgaz almayacaklar şeklinde tedbir almaya başladıklarını, sanayinin de buna reaksiyon gösterdiğini belirtiyor. Avrupalıların az enerjiyle kışı geçirmek istediklerini ifade eden Şahin, Avrupa'daki perakendecilerin de bu yönde çeşitli tedbirler aldıklarını söylüyor. Artık çok adetli ve uzun terminli sipariş vermediklerini dile getiren Şahin, Avrupalı perakendecilerin stok yapmaktan kaçındıklarını vurguluyor. Şahin, "Bu da talebi azaltıyor. Yüksek enflasyon nedeniyle halk giyime olan harcamayı azalttı. Perakendeciler siparişleri kısa süreli veriyor ve aldıkları ürünleri depolara koymuyorlar. Sadece satılabilen ürünleri alıyorlar, bu kış hem az alacaklar hem de daha az satacaklar. Bize de kışlık mallardan az sipariş geldi. Firmaların kapasiteleri dolu değil" diye konuşuyor.
"PREMİUM MARKALARIN SİPARİŞLERİNDE AZALMA YOK"
Domino Tekstil Genel Müdür Yardımcısı Fatih Mehmet Akgün ise Avrupalı ve ABD'li perakende zincirleri ve alım gruplarının kış sezonu alımlarının bittiğini, bundan sonra iyi satan ürünler için ilave siparişlerin gelebileceğini belirtiyor. Son dönemde perakende zincirlerinin alımlarını azalttıklarını ifade eden Akgün, bu firmaların ellerinde ciddi stoklar olduğunu kaydediyor. Siparişlerde ciddi azalmaların olduğuna işaret eden Akgün, "Sipariş azalmasını gruplandırmakta fayda var. Keza premium markalarda pandemi döneminde de yaşandığı üzere siparişlerde ciddi bir azalma söz konusu değil, fakat orta sınıfa hitap eden global ve yerli markalarda sipariş miktarlarında düşüş yaşanıyor. Sadece pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte artık çalışanların ofislere dönüşü ile beraber klasik / tailoring modellerin alımları biraz daha iyi seyrediyor" diyor.
Geçen sezona göre bu kış alımlarında düşüş olduğunu genel konfeksiyon piyasasındaki üretim / kapasite durumlarından da görülebildiğini dile getiren Akgün, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Orta ve orta alt gruba hitap eden yerli ve global markalar, alımlarında çok daha kontrollü bir politika izlemeye başladı. Önceliği stoklarını azaltmaya verdiler. Pandeminin bittiği düşüncesiyle geçen yıldan başlayan çok hızlı ve yüklü alımlar, perakende tarafında satışların azalması ile stok olarak karşılarına çıktı ve üstüne yaşanan global ekonomik krizler, herkesi biraz daha ayağını yere sağlam basmaya itti. Ülkemizdeki maliyet artışları, fiyatlara çok ciddi yansıdığı için fiyat noktasında global alım yapan firmalarla sorunlar yaşanıyor. Perakende tarafı son satış fiyatlarında artışa gidemediği için ürün alım fiyatlarında da artışa gidemiyor. Şu anda piyasamız bunun çok sancılarını yaşıyor. Önümüzdeki dönem konfeksiyon açısından zorlu geçecek. Bir noktayı daha belirtmek isterim ki euro/dolar paritesindeki durumda girdileri dolar, satışı euro olan firmalar için çok ciddi sıkıntı ortaya çıkardı. Bu durum direkt fiyatlara yansımaya başladı."
"YILSONUNA KADAR YOĞUN SİPARİŞ BEKLİYORUZ"
Mustafa BALKUV / Türkiye Triko Sanayicileri Derneği Başkanı
Geçen yıl 325 milyon adet triko mamulü ihraç ettik ve 2 milyar 615 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Böylece bir önceki yıla göre adet bazında yüzde 17, ciroda ise yüzde 23 büyüdük. Bu yıl temmuz, ağustos ve eylül ayları, Avrupa'da yaşanan resesyona ve enflasyona bağlı olarak beklentimizin altında gerçekleşti. Yine de hazır giyimin diğer meslek gruplarına göre daha iyi konumdayız. İlk yedi ayda ihracatımız hem miktar hem de değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre artış gösterdi. Bu dönemde yaklaşık 130 milyon adet ürün ihraç edip, 1 milyar 169 milyon dolar ihracat geliri elde ettik. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 980 milyon dolardı. Havaların soğumasına bağlı olarak, yılsonuna kadar daha yoğun sipariş bekliyoruz.
"DARALMA SINIRLI KALACAK"
Yeşim Grup CEO'su Şenol Şankaya, gelişmiş ülkelerde kendini yoğun şekilde hissettiren resesyona bağlı olarak birçok sektörde bir süredir siparişlerde belli oranda daralma yaşandığını belirtiyor. Yeşim olarak kendilerinin de bu gelişmelerden belli oranda etkilenebileceğini söyleyen Şankaya, "Türkiye, değişen dünya dengeleri nedeniyle perakende zincirleri ve alım grupları açısından son yıllarda yükselen bir değer durumundaydı ancak genel dünya ekonomilerinde yaşanan söz konusu duraklama ya da gerileme süreci; söz konusu yükselişin avantajlarını ortadan kaldırıyor. Kısa vadede çok keskin bir düşüş yok gibi görünse de 2023 yılının ilk çeyreğinde bu olumsuz tabloyla yakın temas halinde olabiliriz" diyor.
Avrupa'da yaşanan resesyon tehlikesine bağlı olarak son birkaç aydır bir hız kaybı gözlemlediklerini ifade eden Şankaya, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Belki yılsonuna kadar söz konusu hız kaybı geçerliliğini koruyabilir ancak Avrupa'daki markalar 2023 yılı için mevcut durumdan daha kötümser değiller. Söz konusu daralmanın sınırlı kalacağını, çok belirgin olmayacağını ve 2023 yılı ilk çeyreği sonrası yukarı yönlü bir çıkış görülebileceği öngörüsünü taşıyoruz. Uzun dönemli çalışmalar yaptığımız markalarda kış sezonuna yönelik bir artış trendi şimdilik pek hissetmiyoruz. Örneğin, büyük hacimli üretim yaptığımız markaların biri üzerinden konuşacak olursak önceki sezonlara paralel stabil bir gidişat söz konusu. Önümüzdeki kış sezonu açısından düşünecek olursak da bir ay içinde kışlık ürünler mağazalardaki yerini almış olacak. Belki de gelecek dönem projeksiyonlarında artış gündeme gelebilir. Türkiye'deki enflasyonist baskılara bağlı olarak artış trendindeki başta enerji olmak üzere tüm girdi maliyetleri nedeniyle yeniden Uzak Doğu'nun cazip hale gelme durumu gündeme gelebilir. Söz konusu etkenler nedeniyle yavaş yavaş bazı alım heyetleri ellerindeki siparişleri ve yürüttükleri programları yavaş yavaş yine Uzak Doğu'ya kaydırabilir. Ancak halihazırda bu yönde bir emare yok ve sektörümüz yüksek kapasitelerle çalışmalarını sürdürüyor."
"SEKİZ AYIN SONUNDA ARTIDAYIZ"
Sanem DİKMEN / Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı
Hazır giyim sektörü ocak-ağustos döneminde hem iç pazarda hem de yurt dışında başarılı bir performans ortaya koydu. Söz konusu dönemde iç pazar harcamaları yüzde 116.5 artışla 141.67 milyar TL'ye ulaştı. Bu artışın önemli bölümü enflasyondan kaynaklanmakla birlikte iç pazarda reel bir büyüme gerçekleşti. İç pazardaki büyümede turistlerin payının altını çizmek gerekiyor. İhracatta da sekiz ayın sonunda geçen yıla oranla yüzde 10.9 artıdayız. Ocak-ağustos dönemini 14.2 milyar dolar ihracat ile kapattık. Parite geçen yılın düzeylerinde olsaydı sekiz ayda 15 milyar doların üzerine çıkabilecektik. Paritenin yanı sıra yılın ikinci yarısından itibaren yurtiçinde ve yurtdışında daralmayı hissetmeye başladık. Hem tekstilde hem de hazır giyimde kapasite kullanım oranları hızla geriliyor. Anadolu'daki tesislerde reel kapasite kullanımı yüzde 50-60 düzeylerinde. Siparişlere baktığımızda 2023'ün ilk yarısında yüzde 15-20'lik bir daralma sürpriz olmayacak. Bütün bunlara ilave olarak sektör son yıllarda çok ciddi bir kârsızlık sorunu ile mücadele ediyor. Hammadde, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan sektör, bazen zararına satış yapmak zorunda kalıyor."