Hangi üniversite? Hangi bölüm? Hangi meslek? (2)
PARA ARAŞTIRMA/ ÜRÜN DİRİER Haziran ayında gerçekleşen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte öğrencilerde tercih heyecanı başladı. Bazı öğrenciler ne istediğini çok iyi biliyor ve hedef odaklı ilerliyor, ancak büyük çoğunluğun yetenek ve ilgi alanlarına göre yönlendirilmeye ihtiyacı olabilir. Rektörler, dekanlar, hocalar ve uzmanlar, gençler için tavsiye niteliğinde olabilecek görüşler paylaştı. En çok ihtiyaç duyulan meslekler, işsiz bırakmayacak bölümler, geleceği parlak işler, en kıymetli uzmanlıklar, havada kapılan yetkinlikler ve yeni açılan bölümleri masaya yatırdık. (İkinci Bölüm)
ONLINE ÜNİVERSİTE: NETKENT
Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kurulmuş ilk online Türk üniversitesi. 23 ülkeden 2 bin civarında öğrencisi bulunuyor. İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Hukuk Fakülteleri ve lisansüstü programları ile akademik faaliyetlerine devam ettiklerini ifade eden Netkent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ali Eşkinat, "Önümüzdeki yıllarda şirketlerin özellikle veri bilimi, yazılım geliştirme ve programlama alanlarında çalışan profesyonellere daha çok ihtiyaç duyacağını düşünüyoruz. Bilgi teknolojileri ve yazılım alanına bakıldığında; siber güvenlik başta olmak üzere ağ teknolojileri, gömülü sistemler, mobil uygulama geliştirme, veri madenciliği, makine öğrenmesi, yapay zekâ ve oyun geliştirme gibi branşların etkilerini biliyoruz. Bu nedenle Mühendislik Fakültemiz Bilgisayar ve Bilişim Sistemleri Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği ve Yönetim Bilişim Sistemleri Mühendisliği Bölümlerinde, diğer bölümlerimizde de olduğu gibi vermiş olduğumuz dersler ve öğrencilerimiz yönlendirdiğimiz uygulamalar ülkemiz ve dünya yönelimini takip eder şekilde dinamik bir yapıya sahip. Konusunda uzman, bilimsel literatürü, teknolojik gelişmeleri ve uygulamaları takip ederek ders uygulamalarına yansıtan öğretim üyelerimizin bu konuda yönlendirmelerini çok değerli bulunuyoruz. Bununla birlikte, şu anda ODTÜ ve TÜBİTAK'ın da üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Daimi Komitesi (COMSTECH) Mükemmeliyet Konsorsiyumu'nun üyesi ilk Türk üniversitesiyiz" diyor.
HER YIL 55 BİN ÖĞRENCİ OKUMAK İÇİN YURTDIŞINA GİDİYOR
Türkiye'den her yıl 55 bini aşkın öğrenci yükseköğrenim için yurtdışına gitmeyi tercih ediyor. Bu öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkeler arasında İngiltere başı çekerken, öğrenim görmek için en çok tercih edilen bölümlerin başında ise İşletme geliyor. Ekonomi ve İşletme eğitimi almak isteyen Türk öğrenciler, bu eğitim için İngiltere, ABD ve Kanada üniversitelerine öncelikli olarak yönelirken, mühendislik eğitimi için ilk tercih edilenler ise Alman üniversiteleri oluyor. Son dönemde uygun fiyatları ve yaşam koşulları nedeniyle sınavsız olarak mühendislik eğitimi veren Polonya, Macaristan ve Malta üniversiteleri de öne çıkıyor. Türk öğrenciler alan tercihlerinde Psikoloji, Dijital Pazarlama, Bilişim Teknolojileri, Mimarlık ve Uluslararası Hukuk bölümlerine yöneliyor.
Yurtdışı eğitim konusunda uzmanlaşmış İngiltere merkezli Türk kuruluşu First Edumate Kurucusu Kerem Öziş, yurtdışında öğrenim görmek isteyenlerin en çok dikkat etmeleri gereken konuların başında güvenilirlik ve doğru tercihler yapma olduğunu belirtiyor. Öziş, yurtdışında yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilerin yıllık toplam maliyetlerinin ülkeden ülkeye değiştiğini ve bazı ülkelerin gelen öğrencilere yasal olarak part-time çalışma imkanı sunduğunu da kaydederek şunları söylüyor:
"Bir öğrencinin yıllık toplam maliyeti değişkenlik gösterse de ortalama olarak 10 bin Amerikan Doları'ndan başlıyor. Bu miktar Türkiye'deki özel üniversiteler ile neredeyse aynı. Konuya, ülkeden döviz çıkıyor anlamında bakmamak lazım. Çünkü hem kültür değişimi hem de yükseköğrenim ile birlikte bir 'dünya insanı' olma fırsatı yakalanmış oluyor. Bunun yanında lisans eğitimi için tercih edilen ülkeler yabancı öğrencilere yarı zamanlı çalışma imkanı sunuyor. Böylece bir öğrencinin öğreniminin yanında, barınma yeme-içme gibi ihtiyaçlara katkı verilmesi amaçlanıyor. Örneğin dünya çapında uluslararası geçerliliğe sahip eğitim kalitesiyle İngiltere, üniversite eğitimi için gelen öğrencilere tatil dönemlerinde tam zamanlı çalışma izni de veriyor. Bu da büyük avantaj sağlıyor."
Öziş, yurtdışında üniversite eğitimlerinin Türkiye'deki gibi sadece Eylül ayında olmadığını, yıl içinde birden fazla başlama dönemlerinde bu üniversitelere kayıt yaptırarak zaman kaybının önlenebileceğini de sözlerine ekliyor.
Yükseköğrenim görmek için yurtdışını tercih eden Türk öğrencilerin yeni gözdesinin Malta üniversiteleri olduğuna da değinen Öziş, "Malta üniversitelerindeki eğitim sisteminin İngiltere eğitim sistemiyle büyük benzerlikler taşıdığını belirterek "YÖK denkliği taşıyan bu üniversitelerde öğrenim ücretleri 3 bin 990 euro'dan başlıyor. Yaşam giderleri de en çok tercih edilen ülkelere nazaran hayli uygun. Ana dili İngilizce olan Malta'da lisans eğitimi üç yıl, yüksek lisans ise bir yıl sürüyor. Bunun yanında ayrıca eğitim alırken çalışma izni ve akademik eğitim sonrasında da dokuz ay tam zamanlı oturum ve çalışma izni avantajı bulunuyor" diyor.
KARİYER HEDEFLERİ DÖRT YILDA DEĞİŞEBİLİYOR
Geç ergenlik dönemine denk gelen üniversite ve bölüm tercihleri, üniversiteden mezun olana kadar değişebiliyor. Uluslararası eğitim platformu Laba Turkey ve NielsenIQ araştırma şirketi iş birliğinde yapılan E-Learning Algı Araştırması'na göre, katılımcıların yüzde 38'i üniversiteden mezun olduktan sonra lisans eğitimi dışında bir kariyer hedeflediklerini söylüyor. Araştırmayı gerçekleştiren Laba Türkiye'nin Ülke Müdürü Elif Tuzlakoğlu, lisans döneminde alınan eğitimden bağımsız bir kariyere yönelenlerin oranının azımsanmayacak kadar fazla olduğuna değinerek, belirlenen yeni kariyer için eksik kalan bilgilerin alınacak farklı eğitimlerle giderilmesi gerektiğini belirtiyor. 18 yaş döneminde yapılan seçimlerin her zaman kalıcı olmadığına değinen Tuzlakoğlu, "Kariyer hedefleri dört yılda değişebiliyor. Dijital ve sürekli dönüşen bir çağda ihtiyaç duyulan iş alanları da değişiklik gösterebiliyor. Her ne kadar insanlar kendi alanlarıyla bağlantılı olan bu yeni mesleklere yönelse de araştırmamıza göre azımsanmayacak oranda üniversite mezunu, eğitim aldığı bölümden bağımsız bir meslek seçiyor" diyor.
"ÜNİVERSİTE DİPLOMALARININ YERİNİ BECERİLER ALIYOR"
Yakın zaman önce Salesforce Küresel İşe Alımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Nathalie Scardino, işverenlerin en iyi yeteneğin ne anlama geldiğini yeniden tanımlaması gerektiğini belirterek; "En iyi adaylar her zaman prestijli bir üniversiteden dört yıllık bir diplomaya veya büyük bir teknoloji şirketinde iş deneyimine sahip değildir. Üst düzey yeteneklerin kapıdan içeri girmesi için yeni yollar yaratmak işverenlere kalmıştır. Adayları, rolde başarılı olmak için gereken temel yetkinliklere göre değerlendiririz. Birçok Salesforce pozisyonu için bu, bilgisayar alanı diplomasına veya doğrudan teknoloji deneyimine ihtiyacınız olmadığı anlamına gelir. Önemli olan, herhangi bir rolde üstünlük sağlamak için kullanılabilecek aktarılabilir becerilerdir" dedi. Ayrıca bu becerileri öğrenmesi için çalışanları ve adayları çevrimiçi öğrenme platformları Trailhead'den yararlanmaya teşvik ettiklerini, bugüne kadar 3,9 milyondan fazla öğrencinin Trailhead'de beceri kazandığını ve her üç kişiden birinin öğrendikleri becerilerle yeni bir iş bulduğunu söyledi.
Yazılım geliştiriciler için kariyer platformu olan Arc.dev tarafından yapılan yakın tarihli bir anketten elde edilen bulgular da şirketlerin örgün eğitimlerine bakılmaksızın yetenekli adaylar için en yüksek ödemeyi yapmaya istekli olduklarını ortaya koydu. Ankete göre üç aylık eğitim alan kodlama eğitim kampı mezunlarına, dört yıllık bir üniversite mezunlarına göre yüzde 12 daha fazla başlangıç maaşı ödeniyor. Kariyer gelişimi hakkında düşünme şeklinin değişmekte olduğunu ifade eden İnsan Kaynakları Uzmanı Canan Duman, "Veriler, üniversite eğitimine yönelik artan umursamazlığın arkasından gelen alternatif eğitimin artan eğilimine ağırlık veriyor. Raporlar, gayri resmi beceri geliştirme yoluyla beceri edinen yazılım mühendislerinin sayısının son iki yılda arttığını belirtiyor. Bu sonuçlar geleneksel dört yıllık bir bilgisayar alanı derecesi artık başarıya giden tek yol değil mi, sorusunu akıllara getiriyor" diyor.
YAPAY ZEKÂ VE VERİ MADENCİLİĞİ HER ALANDA
İstinye Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, yapay zekâ veya veri madenciliği gibi teknolojileri düşündüğümüzde akla ilk gelen alanların yazılım ve bilgisayar mühendisliği olduğunu ifade ederek şunları aktarıyor: "Oysa, makine mühendisliğinden endüstri mühendisliğine, tıptan psikolojiye kadar akla gelebilecek her alanda bu teknolojiler sayesinde çok daha ileri araştırmalar yapılabiliyor ve hayata dokunan uygulama ve sonuçlar çıkıyor. Örneğin, üniversitemizdeki Tıpta Yapay Zekâ Uygulamaları Araştırma Merkezi, gerek Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi gerekse Tıp Fakültesi öğrencilerinin güncel problemlere yenilikçi çözümler üretebildikleri fırsatlar sunmaktadır. Bir diğer etkileşim örneğinde ise CERN gibi dünyanın önde gelen temel araştırma ve teknoloji merkezlerinde görev alan akademisyenlerimiz mühendislik öğrencileriyle yaptıkları çalışmalarla, onları 21. yüzyılın doğurgan teknolojileriyle tanıştırıyor."
"DİSİPLİNLERARASI GEÇİŞE İZİN VERİYORUZ"
Prof. Dr. Yusuf LEBLEBİCİ / Sabancı Üniversitesi Rektörü
Türkiye'de multi-disipliner alanda eğitim almış daha fazla profesyonele ihtiyacımız var. Tek alanda uzmanlaşma, bugün kurumların ve toplumların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamakta ne yazık ki yetersiz kalıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok yönlü düşünebilen profesyoneller iş dünyasını şekillendiriyor. Bu nedenle biz, belli alanda uzmanlaşma yerine çok yönlü uzmanlaşmayı destekliyoruz. Eğitim programlarının da bu gelişmeyi destekler şekilde yapılanması gerekiyor. Biz Sabancı Üniversitesi olarak dar alanda uzmanlaşmayı sağlayan "bölüm" anlayışı yerine, disiplinlerarası geçişe izin veren ve çok yönlü eğitimi destekleyen "program" anlayışını benimsiyoruz. Üniversitemizde eğitim, bölümler üzerine değil; öğrencilerin üniversiteye giriş yaptıktan sonra, ilk iki sene içinde kendi yönelimlerine göre seçebilecekleri diploma programları üzerine kurgulanmış durumda. Her üç fakültemizin de yapılanması, öğrencilerin diledikleri programı seçmeleri ve farklı programlardan da dersler alarak "çift ana dal" ya da "yan dal" diploması sahibi olmalarının önünü açıyor. Türkiye'de tam anlamıyla program seçme özgürlüğü sunan ve uygulayan, disiplinlerarası geçişin mümkün olduğu ilk ve tek üniversiteyiz. Gelecekte özellikle yeşil ekonomi, veri ve yapay zekâ ekonomisi, mühendislik, bulut bilişim, ürün geliştirme ve psikoloji alanlarında yeni yeteneklere olan ihtiyacın artacağını gözlemliyoruz. Özellikle Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği ile Endüstri Mühendisliği alanlarında iş gücü talebinin hızlı bir yükselişte olduğunu görüyoruz. Uzun vadede daha farklı trendlerle karşılaşmamız da mümkün: Örneğin moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği, önümüzdeki senelerde daha fazla ön plana çıkabilir. Enerji ve iklim konuları yine benzer şekilde gelecekte daha çok ismi duyulacak alanlar arasında.