Kara parayı nasıl aklıyorlar?
Uyuşturucu, terör, kaçakçılık, fuhuş, yasa dışı bahis, kumar ve göçmen kaçakçılığı gibi yollarla elde edilmiş paralar "kara para" olarak adlandırılıyor. Yasal olmayan yollardan elde edilmiş bu paraların kullanılabilmesi içinse sanki yasal yollardan elde edilmiş gibi sisteme sokulması, yani aklanması gerekiyor. Detayları hile denetimi uzmanı Fikriye Aslan anlattı...
Yasa dışı bir yolla gelir elde etmekten çekinmeyen bu şahıs ve örgütlerin parayı aklamak için de kullandıkları birbirinden farklı çok sayıda yol var. Mali ve hukuki sistemi şaşırtmaya, paranın izini kaybettirmeye dayalı bu aklama oyununda çoğu zaman masum insanlar da bu kötü niyetli kişi ve örgütlerce kullanılabiliyor.
Bu arada ne kara paranın ortaya çıkışı ne de bunun aklanmaya çalışılması yeni bir olay. Bankacılık sisteminin ticarete hakim olduğu günden beri suç yoluyla gelir elde etmekten çekinmeyenler bu aklama çabalarını sürdürüyor. Suça karışmış insanların ve işi buradan sağlanan geliri yönetmek olan örgütlerin her zaman yeni bir aklama yolu bulabileceklerini hesap etmek lazım. Yine de paranın hareketini takip etmenin her zaman bir yolu da mutlaka vardır. Yeter ki doğru yere bakın ve işaretleri izleyin.
EN YAYGIN YÖNTEM: PARAYI KÜÇÜLTMEK
Şirinler: Para aklamada en sık kullanılan yol kayıt dışı elde edilmiş miktarı küçültmek. Bunun için çok sayıda kişinin bulunması ve bu kişilerin küçük işlemlerle parayı bankacılık sistemine sokması gerekiyor. Her bir kişi için şirin denildiği için bu model dünyada Şirinler olarak biliniyor. Her bir kişi (yani şirin) kendisi hesabına gelen parayı götürüp iade ediyor ya da kendisine verilmiş parayı elden götürüp belli bir hesaba yatırıyor. 2 milyon dolarlık işlem tek seferde dikkat çekeceği için onun yerine 200 kişiyle ayrı ayrı 10 bin dolarlık işlemler şirinlere yaptırılıyor.
Parçalamak: Fakat her zaman bu kadar çok sayıda güvenilir "Şirin" bulmak mümkün olmuyor. Bu durumda daha az kişiyle işlem sayısını artırarak takipten kaçılıyor. Örneğin 2 milyon dolarlık işlem 100 kişi ile 5 bin dolar tutarla 4'er defa işlem yapılarak aklayabiliyor. Böylce sistem farklı illerde, farklı bankalarda, farklı şubelerde ve farklı açıklamalarla yapılan bu işlemleri takip edemiyor.
Nakit para kullanılan işyerleri (göstermelik şirketler): Çok müşterisi olmayan, hızlı sipariş yöntemiyle ve çoğunlukla tek ürün satan işletmeler çoğunlukla para aklamak için kullanılır. Örneğin çok pahalı bir dekorasyona sahip olan 4 katlı bir hamburgerci, pizzacı ya da künefeci gibi… Bunlar yerel markalardır. Belli bir uluslar arası markanın şubesi değildirler. Hiç beklemediğiniz yerde çok büyük bir yatırım yaparak açılırlar ve genellikle paket servise ağırlık verirler. Bu durumda kimin ne kadar ödediğini, ne kadar sipariş alındığını, bunların ne kadar tuttuğunu çok detaylı olarak tespit etmek mümkün değildir. Fakat dikkatli bir göz için çok sayıda işaret vardır. Örneğin kredi kartı kullanımının bu kadar yaygın olduğu bir dönemde ödemelerin daha çok nakit yapılıyor olması şüphelenmek için yeterlidir.
Paravan-hayali şirketler : Bu şirketler daha çok yurt dışında kurulurlar. Hayali bir adres ve vergi numarasından başka kayıtları yoktur. Hiçbir ticari faaliyet göstermezler. Bu tip şirketlerin kolay kurulduğu ülkeler seçilir ve o ülkenin bilgi gizleme haklarından yararlanmak isterler. Trafik saptırmak ve iz kaybettirmek için kullanılırlar.. Bunlar da detaylı bir incelemede kolayca tespit edilebilmekte ama yasal sebeplerle erişilmesi zor olmaktadır.
Şirket satın alımları: Şirketlerin bilançoları kolaylıkla münipüle edilebilirler. Örneğin hesabında nakit görünen bir şirketin satın alınması yoluyla firma bir anda ilgili miktar kadar parayı aklamış olur. Özellikle hizmet sektörü gibi fatura bedellerinin, iş karşılıklarının tam olarak bilinmediği sektörlerdeki şirketlerin alınıp satılması büyük miktarlı paranın aklanmış olabileceği anlamına gelebilir.
Döviz Büroları: Bazı sektörler para aklamaya çok uygundur. Döviz büroları da bunlardan biridir. Elinde döviz bulunduran firmanın bundan ne kadar kazandığını paranın sirkülasyonu içinde tam olarak tespit etmek mümkün değildir. Çeşitli büyüklüklerde olağanüstü sayıda işlem yapılmaktadır ve kimi zaman bir kasa fişinden başka hiçbir evrak düzenlenmemektedir.
Kuyumculuk ve değerli taşlar: Öyle hassas bir sektördür ki bazı özel nitelikli ürünlerin fiyatını işçilik sebebiyle tam olarak tespit etmek asla mümkün değildir. Kuyumcunun ürününe biçtiği fiyatı denetleyecek bir organ yok. Müşterinin o fiyatı vermesinin önünde de bir engel yok. Dolayısıyla tek bir yüzük için 100 bin dolarlık işlem yapmak ve kara parayı o yüzüğün geliri olarak sisteme sokmak mümkündür.
Sahte veya yanıltıcı fatura – Hayali ithalat, ihracat: Bir dönem ülkenin gündemini uzunca bir süre meşgul eden ve asıl olarak haksız vergi iadesinde kullanıldığı için eleştiri konusu olan hayali ihracat, kara para aklama işleminde de kullanılabilir. Buna göre değeri çok düşük veya hiç olmayan bir mal ihraç edilmiş gibi gösterilir ve buna uygun olarak fatura düzenlenir. Bu faturalar ya malın değerini oldukça yüksek gösteren yanıltıcı fatura veya tamamen aklanan tutara denk gelecek şekilde sahte fatura olabilir, ancak ikinci durumda tespit daha kolay olabileceğinden riski fazladır. Örneğin gerçek değeri 50 bin dolar olan mal için 250 bin dolar karşılığı fatura düzenlenmek suretiyle 200 bin dolar ihracat geliriymiş gibi gösterilebilir ve aklanabilir. Benzer bir yöntem ithalat için de aynen geçerlidir.