Önce Amerika, şimdi Avrupa...
PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL Mermer sektöründe faaliyet gösteren Afyonkarahisar merkezli Tureks Turunç Madencilik ve ABD merkezli Marble Systems'in hikayeleri, 1980'lerin başında başlıyor. Baba İsmail Ünal Turunç'un Afyonkarahisar'da kurduğu Tureks Turunç Madencilik ve oğlu Münir Turunç'un Amerika'daki eğitimini tamamladıktan sonra kurduğu Marble Systems; bugün Tureks Turunç Madencilik İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi unvanıyla tek bir şirket olarak yoluna devam ediyor. 3 Kasım 2023 tarihinde Borsa İstanbul'da halka arz olan şirket, bugün 50 ülkeye mermer ürünleri ihraç ediyor. Marble Systems markasıyla ABD pazarında güçlü olan Tureks Turunç Madencilik, Avrupa pazarı için yeni bir atılıma hazırlanıyor. Mermerin Avrupa'daki merkezi İtalya'da depolar için görüşülüyor. Avrupa pazarı için İtalya'yı üs seçen şirket, gelecek yıl Avrupa pazarlarında daha etkin büyümek için plan ve stratejilerini belirlemiş durumda.
Geçen hafta şirketin Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikasına gittik. Tureks Turunç Madencilik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Cavit Turunç ile görüştük. Şirketin hem geçmiş hikayesini hem de gelecek hedeflerini konuştuk.
-Tureks'in hikayesiyle başlayalım. Şirket ne zaman ve kim tarafından kuruldu?
İki oluşumumuz var. Biri Amerika'daki Marble Systems, diğeri de Tureks Turunç Madencilik. Marble Systems 1982 yılında babamın teşvikiyle Türk mermerini Amerika'da pazarlamak üzere ağabeyim Münir Turunç tarafından kuruluyor. Babam, mermerin değerli bir malzeme olduğu, Türkiye'de yeterli değeri bulmadığı ve iyi pazarlanması gerektiği konusunda çok ileri görüşlü. İşin Türkiye'den hammadde toplamak, değerlendirmek, üretmek vb, kısmını babam ticari geçmişinden dolayı üstleniyor. Marble Systems Amerika'da önemli bir büyüme gösterip işler ilerleyince, 1986 yılında Türkiye'deki üretim ve ihracat operasyonları için Tureks'i kuruyorlar.
-İki ayrı şirket olarak mı başlamış yolculuk?
Marble Systems ayrı, Tureks ayrı olarak büyüdü, ama aynı ailenin farklı mensupları olarak organik bağları hep kuvvetliydi. 2004 yılında ağabeyim Münir Bey'in vizyonu ile SAP entegrasyonuna geçtik. Bu altyapı, o dönem için çok ilerici adımdı. Her iki firmanın dijital olarak birbirleriyle bağlantılarını sağladık. İki firma arasında çok iyi bir entegrasyon sağlandı. İki ayrı şirket, tek bir şirket gibi çalışır oldu.
-Bilişim altyapısının ortak hale getirilmesinin faydası, yansımaları nasıl oldu?
2008 yılında yaşanan ABD merkezli mortgage krizinde bu birleşmenin faydalarını gördük. Biz Tureks Ailesi olarak krizlere, hep "nasıl fayda sağlayabilir" diye bakarız. Biz o tarihe kadar mermerleri toptancılara satardık. Onlar da krizden etkilenince yine Münir Bey'in vizyonu ile sistemimizi perakendeye çevirdik. Ciromuz ilk yıl yüzde 50 düştü, ama perakende ağımızı oluşturduktan sonra tekrar hızlı büyümeye başladık. 2019 yılına kadar da perakende sistemimizi kusursuz hale getirdik.
-İki şirketin tüzel kişilik olarak birleşmesi, aynı dönemde mi gerçekleşti?
Belli bir zamandan sonra şirketler, münferit olarak büyüdüğü zaman kendi menfaatlerini korumaya odaklanıyor. O sebeple iki şirketi birleştirerek tek şirket haline gelmeye karar verdik. Marble Systems Tureks Turunç Madencilik olarak bizim halka arz olma vizyonumuz her zaman vardı. 2019'da şirketler birleşince her iki firmanın da gerekli ciro ve kapasite yeterliliği sağlanınca Borsa İstanbul'da halka arz olmak için adımları attık. 2023 Kasım ayında da şirketin yüzde 25.8'ini halka arz ettik.
-İhracatınız var mı? Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Biz ağırlıklı olarak ihracata çalışan bir şirketiz. Cironun yüzde 95'i ihracattan geliyor. Yüzde 5 iç piyasa. 50 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracatımızın yüzde 45-50 kadarını, Amerika'daki kendi pazarlama ağımız ile yapıyoruz. Geri kalan yüzdelik kısmı da biz Türkiye'deki satış pazarlama ekibimizle dünyanın 50 farklı ülkesine gönderiyoruz. Ağırlıklı olarak İngiltere, Ortadoğu, Avustralya gibi pazarlarımız var. Nijerya, Libya, Kanada, Güney Afrika, Panama, Fransa, Almanya. Amerika'da bin civarında bayimiz var. Kendimize ait 12 showroom ve yedi depomuz bulunuyor.
-Mermeri ham olarak mı, ürün olarak mı ihraç ediyorsunuz? Kaç çeşit ürününüz var?
Bizim fabrikanın benzeri yoktur bence. Bu konuda sektörde oldukça iddialıyız. Geçen sene 946 farklı ürün üretmişiz. Bir mermer fabrikasının bu kadar fazla çeşitte ürün üretmesi çok normal değil. Çünkü rakiplerimiz maksimum 10 çeşit ürün üretirler. Ürün çeşitliliği anlamında açık ara öndeyiz. Ocaktan çıkan en küçük mermer taşını bile değerlendiriyoruz. Başkaları küçük mermerleri heba ederken biz ürüne çevirip değerli hale getiriyoruz. Burada sağladığımız, ürünün bütün yan ürünlerini değerlendirmek için geliştirdiğimiz sistemle çok çeşide dönüyor. Bu da verimliliğimizi sağlıyor. Sektörün en farklı çeşit ürüne sahip firmayız. Bu durumu çok büyük bir avantaj olarak görüyorum. Çünkü bizim malzememiz standart bir malzeme değil. Bir plastik ürünü 900 adet üretmek başka, çok doğal bir malzemenin yan ürünlerini değerlendirmek için ürün gamını ve pazarlamanızı 950 ürüne çıkartıp buna göre bir altyapı oluşturmanız bambaşka. Yan ürünleri değerlendirme konusunda fark yaratıyoruz.
-Sizin mermerlerin kullanıldığı özel projeler var mı?
Global vizyonumuza uygun olarak çok prestijli projelerin tedarikçisiyiz. Amerika Las Vegas'taki Bellagio Otel, New York'taki Mark Otel'den Trump Tower'a kadar dünyadaki birçok önemli projede varız. Kuveyt'teki Şeyh Abdullah Al Salem Cultural Center isimli 75 bin metrekarelik müzenin dış cephe kaplamalarının tamamını biz yaptık.
-Kaç mermer madeniniz var? Mermer ocaklarınız ve üretim tesisleriniz nerede? Hangi markayla satış yapıyorsunuz?
Dokuz işletme ruhsatımız var. Yedi de arama ruhsatımız var. Denizli, Sivas, Afyon (iki tane), Burdur, Kütahya/Altıntaş, Antalya/Korkuteli, Konya'da (iki tane) mermer madenlerimiz var. Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi'ndeki en büyük fabrikamız 36 bin metrekare alana sahip. Yine OSB'de bir tane de el işi üretim yapan seramik fabrikamız var. Burdur Karamanlı'da sadece bize çalışan bir işletmemiz var. Afyon'daki fabrikamızın üretim kapasitesi, yıllık 400 bin metrekare. Diğer fabrikamızla birlikte yıllık üretim kapasitemiz 450 bin metrekare. Toplam satışımız ise ABD organizasyonu ile birlikte 1 milyon metrekareyi geçiyor. Marble Systems, ana markamız. Bunun dışında Country Floors, T Tureks ve Mermer Outlet markalarımız da var.
-Ciro ve çalışan sayınız hakkında bilgi verir misiniz? Kadın çalışan oranınız nedir?
Henüz 2023 sonu bilançolarımızı yayınlamadık. Halka açık bir şirket olduğumuz için genel kurulu görmemiz gerekiyor. 2022 sonunda 72.5 milyon dolar ciro yaptık. 2023 altı aylık dönemde ise 35.5 milyon dolar ciroya ulaştık. Çalışan sayısı olarak Türkiye operasyonunda 418 çalışanımız var. Bunun yüzde 20'si kadın. Toplam 596 çalışanın 418'i Türkiye'de, kalanı Amerika'da. Orada ise daha fazla kadın çalışan vardır. OSB'deki fabrikamızda ise kadın çalışan oranımız yüzde 25'i geçer.
-Yeni yatırımlarınız var mı?
Evet, var. Öncelikle GES yatırımımız, hem çatı hem arazi olarak 2024'ün ilk yarısında devreye giriyor. GES yatırımlarının toplamı 4 milyon 380 bin dolar civarında. Üretimde kullandığımız enerjinin tamamını karşılayacak. Bunun yanında kendi üretim tesislerimizde ambalaj malzemesini azaltıcı otomatik paketleme sistemi üzerine çalışıyoruz. Bir de bu proje üretimiyle ilgili çok daha hassas otomatik makineleşme yoluna giriyoruz. Bizim fabrikaya yapacağımız yatırım 2 milyon dolar civarında olacak. 2024'ün sonunda bütün yatırımlarımızı bitirmiş oluruz. Amerika ve Avrupa'da pazarlama ağında yaptığımız yatırım var. Onların sadece yapılabiliyor olması bile rakamsal değerinden çok daha değerli.
-Avrupa pazarına dönük özel bir çalışma mı var?
Amerika'da iyi bir konumdayız. Amerika'daki ağı Avrupa'ya taşımak gibi bir çalışmamız var. İtalya Verona'da lojistik depomuzun hazırlıklarını başlatıyoruz. Görüşmeler tamamlandı. Lojistik deponun açılmasıyla arkasının da hızla geleceğini düşünüyorum. İtalya, lojistik olarak bu işlerin merkezi. Doğal taş, seramik gibi ürünlerin lojistiği Verona çevresinden çok hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Avrupa'nın herhangi bir şehrine giden, mermer taşıyabilecek bir kamyonu Verona'da mutlaka bulabilirsiniz. Bu yapılanma sonrasında Avrupa pazarında daha etkin olacağız. Amerika'daki başarıyı, tüm dünyaya taşımak istiyoruz.
-Şirketi halka arz ettiniz. Memnun musunuz? İleride güçlü olduğunuz ABD'de New York Borsası'nda halka arz planınız var mı?
Halka arzdan çok memnunuz. Şirkete hem maddi hem manevi olarak dinamizm getirdi. Sorumluluklar arttı, daha kurumsal şirket olma yolunda da adımların atılmasına sebebiyet verdi. Kurumsallık adına önemli bir adım oldu. Halka arzdan 520 milyon lira net gelir elde edildi. Halka arz gelirlerinin büyük çoğunluğu yatırımlarda kullanılıyor. Onun dışında pazarlama ve satış alanının genişletilmesiyle ilgili yatırımlarda kullanılıyor. Bir kısmı da finansal masrafların azaltılması yönünde harcandı. En son da işletme sermayesi olarak kullanıldı. Amerika'da halka arz gibi henüz bir düşüncemiz yok. Hatta bu işleri yapmak çok daha kolay. Ancak yakın gelecek için Türkiye'deki şirketi Türkiye'de istediğimiz yere getirip globalleştikten sonra düşünebileceğimiz bir opsiyon.
-Şirkette aileden kimler var? Babanız işlerle ilgileniyor mu?
Şirkette aileden ağabeyim Münir Turunç, ablam Seher Artemiz Akyatan ve ben çalışıyoruz. Babam İsmail Ünal Turunç her gün 11'de gelir, öğle yemeğinden sonra eve gider. Hala çok hakimdir konuya. Ben şirkette 14 yaşında çalışmaya başladım. Babamın ilk gün nasihatını hiç unutmam. Mesai arkadaşlarımızı ailesi gibi görür ve değer verir. "Çalışanlardan biriyle elin cebinde konuşurken görürsem, ceketini al git" dedi bana.
"Mermer tanıtım videoları çekiyoruz"
Tureks Turunç Madencilik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Cavit Turunç, "Türk mermerini dünyada hak ettiği yere getirmek, en büyük idealimiz" diyor. Bunun için bir kültür yaratmaya gayret ettiklerini belirten Osman Cavit Turunç, "Mermercinin Gözünden Tarihte Mermerin Kullanımı isimli videolar çekiyoruz üç-dört kişilik bir ekiple. Bugünkü teknolojiye ve düne bakıyor, o zamanlar üretilen işlenen mermerin nasıl bir çabanın sonucu olduğunu görüyorsunuz. Ar-Ge olarak hep gezer dolaşırdım. Biz bunu neden videoya dökmüyoruz, diye düşündük" açıklamasını yapıyor. Turunç, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Süleymaniye'nin yüzde 85'i mermer. Ama ustalarının isimlerini kimse bilmez. Ben bu videolarda örneğin mihrabı yapan kişinin ismini veriyor, onları tanıtmaya çalışıyorum. Nasıl yapıldığını, taşların nereden geldiğini anlatıyorum. Mermer o kadar özel ve güzel bir malzeme ki, üç bin yıldır ayakta. Mermer parmak izi gibidir. Ocaklar oluştuğu yerde tektir. Mermerlerin birebir aynısı olmaz. En son Afyon Müzesi ile ilgili video çektik. Müzede çok değerli eserler var. Müze bizim için çok kıymetli, tamamlanmış eserler kadar yarım bırakılmış eserler de sergileniyor. Teknikleri, neler yapıldığını görebiliyoruz. Ama bu videolarla birincil amacımız, o zamanki meslektaşlarımızın hakkını vermek."
"Enerji tüketiminde yüzde 86 tasarruf sağlayan teknoloji geliştirdik"
Tureks Turunç Madencilik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Cavit Turunç, Ar-Ge yatırımının, kurum kültürünün ana yapıtaşlarından biri olduğunu söylüyor. Cirolarının yüzde 5'ini, Ar-Ge çalışmalarına ayırdıklarını belirten Turunç, "Kurulduğumuz günden bugüne farklı teknik ve teknolojileri yakından takip ediyor ve farklı projeleri hayata geçiriyoruz. 2013'ten bu yana ise kurumsal bir araştırma merkezi çatısı altında bu projelerimiz gerek kendi kurum gerekse sektördeki tüm paydaşlarımızın kullanımına açılıyor. Doğal Şartlarda Mermer Plaka Resinleme Verimliliğinin Sağlanabilmesi projesi de bunlardan biri" açıklamasını yapıyor. Turunç, "Proje kapsamında kurum ve sektöre sağlanan tasarrufla birlikte sürdürülebilir kalkınma amaçları kapsamında çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına da katkıda bulunuyoruz" diyerek şunları anlatıyor:
"Proje; mermer plakaların sağlamlaştırılması ve yüzey tamiri adına polyester reçine ve epoksi kullanımıyla resin hatlarındaki ısıtma/küllendirme sisteminin ilave elektrik ve ısıtma enerjisi kullanılmadan yapılabilmesi adına başlatıldı. Projenin hayata geçmesiyle birlikte, yürütülen resinleme işlemi için gerekli olan ortam sıcaklığının 50-60 santigrat dereceye ulaştırılması, her bir plakanın tek tek fırına girerek küllenme sürecinin tamamlanması ve 24 saatlik bekleme süresi ortadan kaldırılmış oldu. Yeni Ar-Ge projesi kapsamında, genel enerji tasarrufu açısından yüzde 20, hatlardaki ısınma adına harcanan enerji kapsamında ise yüzde 86 tasarruf sağlıyoruz. Projenin başlatılmasıyla birlikte, enerji tasarrufunun yanı sıra üretimde de yüzde 38'lik bir büyüme gerçekleşiyor."