ABD'de gündem: Borç tavanına çözüm
ONURCAN BAL ABD'de federal hükümetin 31.4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşarak nakit sıkıntısı çekmesine bir aydan az süre kalırken, geçen haftaki yazımızda da ele aldığımız borç tavanı konusu piyasaların gündemdeki yerini koruyor. Borç tavanı konusunda anlaşmaya varılamamasının ve ABD'nin temerrüde düşmesinin küresel piyasalarda ciddi bir türbülansa ve resesyona neden olabileceğine dair uyarılar son dönemde öne çıkıyor. ABD Kongresi Bütçe Ofisi, borç limitinin artırılmaması halinde haziran ayının ilk iki haftasında hükümetin borçlarını ödeyememesine ilişkin önemli bir risk olduğunu bildirdi. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limiti açmazının çözülmemesi halinde ABD'nin haziran ayında nakit sıkıntısı çekebileceğine dair uyarısını yineledi. Yellen, ABD'nin temerrüde düşmesinin ekonomik ve finansal bir felakete yol açabileceğini belirterek ortaya çıkacak gelir şokunun ciddi bir resesyona neden olabileceğini ifade etti. Geçen haftanın ilk yarısında da borç tavanına ilişkin belirsizlik küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. Ancak çarşamba günü akşam saatlerinde ABD Başkanı Biden, Kongre liderleriyle borç limiti konusunda verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, temerrüde düşmeden bir anlaşmaya varacaklarından emin olduğunu söyledi. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı da Kevin McCarthy yaptığı açıklamada, kısa zamanda anlaşmaya varılmasının mümkün olduğunu belirtti. Anlaşmaya varılabileceğine dair gelen pozitif açıklamalar risk iştahını ve küresel hisse piyasalarını destekledi. Borç tavanı konusunda anlaşmanın sağlanması ve bu belirsizliğin ortadan kalkması küresel piyasaları rahatlatan bir gelişme olacaktır.
FED ÜYELERİNDE GÖRÜŞ AYRILIKLARI DİKKAT ÇEKİYOR
Geçen hafta içerisinde Fed üyelerinin açıklamaları ön plandaydı. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, piyasalarda bu yıl faiz indirimi olacağı beklentilerinin aksine 2024'ten önce faiz indirimi olmayacağını, inatçı yüksek enflasyon nedeniyle faiz artış ihtimalinin de masadan kalkmadığını söyledi. Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, enflasyonun ısrarcı olması veya şiddetlenmesi durumunda faizlerin daha yukarı çıkarılmasının önünde engel bulunmadığını söyledi. Fed'in yüzde 2 hedefine doğru istikrarlı bir şekilde düştüğüne veya ekonomide toplam talebin enflasyon hedefine ulaşılmasını sağlamaya yetecek kadar frenlendiğine henüz ikna olmadığını ifade etti. Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, faiz oranlarının yeteri derecede sınırlayıcı olmadığını belirttiği konuşmasında, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikasını daha da sıkılaştırılmasından yana olduğunu belirtti. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan 13-14 Haziran'da yapılacak FOMC toplantısı için açık fikirli olduğunu ancak faiz artışlarını durdurma konusunda yeterli ilerlemenin henüz sağlanmadığını söyledi. New York Fed Başkanı John Williams halihazırda atılan faiz adımlarının etkisinin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek "bekle-gör" yaklaşımına daha yakın olduğu sinyalini verdi. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan ise "daha yavaş sıkılaşmaya ihtiyaç duyulabileceğini" belirtti. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise haziran ayı faiz kararı hakkında konuşmak için henüz erken olduğunu belirtti. Toparlayacak olursak, geçen haftaki Fed üyelerinin konuşmalarında şahin tonlu açıklamalar olduğu gibi daha temkinli bir yaklaşımın ve kümülatif etkilerin izlenmesi için bir süre beklemeye geçilmesinin daha iyi olacağına ilişkin görüşlerin de olduğu görüldü. Fed üyeleri içerisinde görüş ayrılıkları dikkat çekerken, piyasalardaki genel beklentiler Fed'in sıkılaşma döngüsünün sonuna geldiği ve önümüzdeki toplantılarda faizlerde değişim olmayacağı yönünde şekilleniyor. Biz de ek bir enflasyonist baskı görülmediği sürece Fed'in sıkılaşma döngüsünün sona erdiği görüşündeyiz. Enflasyon başta olmak üzere açıklanacak ekonomik veriler Fed'in kararları üzerinde belirleyici olacaktır. Yeni haftada ABD'de 23 Mayıs Salı günü öncü PMI verileri, 24 Mayıs Çarşamba günü FOMC tutanakları, 25 Mayıs Perşembe günü 2023/1Ç GSYH ve 26 Mayıs Cuma günü kişisel tüketim harcamaları takip edilecektir. Fed'in öncü enflasyon göstergesi olarak yakından izlediği çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) son derece önemli olacaktır.
YURT İÇİNDE SEÇİM SÜRECİ ÖN PLANDA
14 Mayıs Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve 28 Dönem Milletvekili seçimi gerçekleşti. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Cumhurbaşkanı seçiminde adayların seçilme yeterliliğini kazanamadığını ve ikinci tur seçimlerinin 28 Mayıs Pazar günü yapılacağını açıkladı. Seçim sonuçları netlik kazanmadan piyasalarda trend oluşumundan ziyade son haftalarda yaşandığı gibi dalgalı seyrin devamı beklenebilir. Seçim süreci ve siyasi cephedeki gelişmeler yurt içi piyasalarda zaman zaman dalgalanmaları ve gün içi volatilitede artışı beraberinde getirebilir. Bu nedenle seçim öncesi dönemde kredili işlem ile kaldıraçlı ürünlerden uzak durulmasının ve anaparayla işlem yapılmasının daha sağlıklı olacağı kanısındayız. Borsa İstanbul'da geçen yılki güçlü yükselişlerin ardından yaşanan kâr realizasyonları, alternatif getirilerin öne çıkması, seçime ilişkin belirsizlikler ve zayıflayan alım iştahı nedeniyle 2023 yılında genel olarak zayıf bir görünüm öne çıktı. BIST-100 Endeksi'nin F/K'si (Fiyat/Kazanç) 4,5 seviyelerinde bulunurken, bu seviyeler en son 2008 – 2009 yıllarında küresel krizin yaşandığı dönemde görülmüştü. Özellikle son iki finansal sonuç döneminin borsada anlamlı bir şekilde fiyatlanamaması ve belirsizliklerin hisseler üzerinde baskı oluşturması çarpanlar anlamında iskontonun derinleşmesine neden oldu. Borsadaki mevcut iskonto dikkate alındığında temel görünümünü güçlü ve istikrarlı seyreden şirketlerin orta vadeli bakış açısıyla tercih edilmesinin ve endekste kısa vadede yaşanabilecek geri çekilmelerin kademeli alım fırsatı olarak değerlendirilmesinin faydalı olabileceği kanısındayız. Kısa süreli seçim belirsizliğinin ardından yurt içindeki enflasyonist ortam ve ucuzluk algısının etkisiyle Borsa İstanbul'da yılın ikinci yarısında pozitif bir seyrin yaşanabileceğini düşünüyoruz.
TCMB'NİN MAYIS AYI TOPLANTISI TAKİP EDİLECEK
Yurt içinde yeni haftada 25 Mayıs Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın mayıs ayı Para Politikası Toplantısı takip edilecektir. Hatırlanacağı üzere, TCMB yaşanan deprem afeti sonrasında finansal koşulların destekleyici yönde kalması amacıyla şubat ayında 50 baz puan faiz indirimine giderken, mart ve nisan ayı toplantılarında para politikası duruşunun deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğunu belirtilerek faiz oranlarında değişikliğe gitmemişti. TCMB'nin son toplantısındaki yönlendirmeler dikkate alındığında mayıs ayı toplantısında da faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyeceğini ve politika faizini yüzde 8.5 olarak koruyacağını değerlendiriyoruz.
BIST-100 Endeksi'nde dalgalı seyir
Önceki hafta seçimin ilk turda sonuçlanabileceğine ilişkin güç kazanan beklentiler bankalar öncülüğünde Borsa İstanbul'da yükselişleri beraberinde getirmişti. Ancak 14 Mayıs Pazar günü gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasının ardından pazartesi günü Borsa İstanbul'da sert satışlar etkili oldu. Pazartesi günkü sert satışların ardından Borsa İstanbul'da hafta içerisinde dengelenme ve toparlanma çabası öne çıkarken, perşembe günü yeniden satışların hız kazandığı görüldü. 19 Mayıs dolayısıyla yurt içi piyasalar cuma günü işlem görmedi. BIST-100 Endeksi geçen haftayı yüzde 6.13 oranında kayıpla 4.501,73 puandan tamamladı.
BIST-100 Endeksi'nde 4.500 yatay trendi altında 200 günlük üssel ortalama (4.400) ve 2 Mayıs'ta test edilen 4.311 seviyesi destek konumunda bulunmaktadır. Mayıs ayı içerisinde güçlü bir destek olarak çalışan 200 günlük ortalamanın altında kapanışların yaşanması ve devamında 4.311 desteğinin kırılması durumunda teknik görünümdeki zayıflamanın derinleştiği ve panik satışlarının hız kazandığı görülebilir. ğBu durumda 4.200 – 4.000 bölgesine doğru geri çekilmeler yaşanabilir. 200 günlük ortalamanın (4.400) destek olarak çalışmaya devam etmesi ve yeniden tepki alımlarının yaşanması halinde ise 4.600 - 4.700 ve 100 günlük üssel ortalama (4.815) ilk önemli direnç noktalarıdır. 100 günlük ortalama üzerindeki tutunmalarda 4.900 ve 5.000 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. Psikolojik öneme sahip 5.000 seviyesi geçilecek olursa teknik görünümün iyileşme kaydettiği ve alımların güç kazandığı bir fiyatlama yaşanabilir.